Birleşmiş Milletler, 1993 yılında özgür ve bağımsız bir basın için 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kabul etmiştir.

Toplumun yaşanan olaylara ilişkin doğru bilgi alabilmelerinin en önemli aracı olan basın, demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen “dördüncü kuvvet” olarak nitelendirilir. Bu nedenle demokrasinin etkili bir biçimde sürdürülebilmesinin en önemli etkenlerinden biri basının özgür ve sansürsüz olmasından geçmektedir.

Ancak ülkemiz yalnız basın özgürlüğü açısından değil ifade özgürlüğü açısından da her geçen gün daha da tartışmalı hale gelmektedir. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından yayımlanan 2019 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye 157'nci sıradadır.

Yine rapor da ; en büyük medya grubunun hükümet yanlısı bir holding tarafından satın alındığı belirtilmiş ve Türkiye'de kalan birkaç eleştirel yayın organının üzerindeki baskının da artarak sürdüğü ifade edilmiştir.

Dünya'da en fazla profesyonel gazetecinin hapiste olduğu ülke konumundaki Türkiye, bir gazeteci hapishanesine dönüştürülmüş ve ifade özgürlüğü susturulmuş durumdadır.

Halkımızın her zaman ifade ve basın özgürlüğünden, haber alma hürriyetinden, özgürlükten ve bağımsız yargıdan taraf olacağına inancımla meslektaşlarım olan tüm basın emekçilerinin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlarım.

Basın'ın yeniden  “dördüncü kuvvet” olması dileklerimle..