Arzu KAYA-Bahar DEMİREL -Yaşar KAÇMAZ / İSTANBUL, () CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün bazı çevreler tarafından 'terör' üzerinden istismar edildiğini savunarak, "İnsanların acılarını kanatmaktan çekinmeyenler 1 Mayıs İşçi Bayramlarını da yakmanın, yıkmanın, sokakları terörize etmenin bir aracı haline getirmenin çabası içinde oldular. Emekçi kardeşlerimizin alın terlerinin sembolü olan bu anlamlı günü terör propagandası yapmak, canlı bombaları kahramanlaştırmak için bir fırsat olarak görenler var. Terör örgütü flamalarıyla yollara dökülmenin İşçi Bayramı'yla ne ilgisi olabilir? Bu tavır her şeyden önce emekçi kardeşlerime yapılmış bir hakarettir" dedi. 'HOŞÇAKAL ANNE' ŞİİRİ ERDOĞAN'A DUYGUSAL ANLAR YAŞATTI Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası 8'inci İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı'na katıldı. İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır ve Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş da katıldı. 'Anneler Günü'nün de unutulmadığı konferansta şair İbrahim Sadri sahneye gelerek, 'Hoşçakal Anne' adlı şiiri okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şiiri dinlerken duygulanarak, cebinden mendil çıkardığı görüldü. Okuduğu şiirin ardından kısa bir konuşma yapan şair Sadri, yaklaşık 25 yıl önce annesini kaybettiği dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu ve cenaze töreninde annesinin tabutunu omuzladığını hatırlattı. Erdoğan için ilk söyleyeceği kelimenin 'vefa' olduğunu belirten Sadri, "Bana sorarsanız ne söylersiniz Sayın Cumhurbaşkanı'mızla ilgili, diye. İlk söyleyeceğim kelime 'vefa' olur. Biz hep onun vefasına tanık olarak yaşadık bu hayatı. Arkadaşlarına, dostlarına bu kadar vefalı olan bir insanın şüphesiz annesine olan bağlılığı elbette kat kat fazladır" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın annesi başta olmak üzere, hayatını kaybeden annelere Allah'tan rahmet diledi. İbrahim Sadri, konuşmasının ardından sahneden inip yanına gittiği Erdoğan'la tokalaştı. "ANNE FARKLI BİR VARLIK, BİZLER ONLARIN ESERİYİZ" Konferansta hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm annelerin 'Anneler Günü'nü kutlayarak, "Az önce İbrahim Sadri kardeşimin o dokunaklı şiiri, duygularımızı adeta tazeleyen şiiri bizleri, özellikle annesi olmayanları çok daha farklı yerlere taşıyordu. Ben de bunlardan bir tanesiyim. Biliyorum ki şu anda annesini ebediyete uğurlamış olan tüm kardeşlerimin duygusu, acısı aynıdır. Zira biz anneleri kendi medeniyetimizin bizlere koymuş olduğu hedef sebebiyle ayaklarının altı öpülesi anneler olarak bildik. Öyle anladık. Şahsen öyle yaşadım. Öyle zannediyorum ki öyle yaşıyoruz. Anne, farklı bir varlık. Bizler onların eseriyiz. Onlar, bizler için çok çileler çektiler. Çok çileler çektiklerini kendi kızlarımda da müşahede ediyorum. Evlatları nasıl yetiştirdiklerini, gecelerin, gündüzlerin onlar için nasıl geçtiğini görüyoruz. Onun için bir günün Anneler Günü olması, sadece bir prosedürün yerine gelmesi olarak düşünüyorum. Bizim için her an, her gün Anneler Günü'dür. Anneleri ellerinden öpüyorum, saygılarımı sunuyorum. Buradan dünyamızı daha yaşanabilir hale getiren emekçi kadınlarımızı bir kez daha selamlıyorum. Başta sevgili annem olmak üzere Hakk'ın rahmetine kavuşmuş tüm anneleri hayırla yad ediyor, mekanları inşallah cennet olsun diyorum" diye konuştu. "MAKİNEYLE İNSANI AYNI DEĞERDE GÖREN ANLAYIŞI ASLA KABUL ETMİYORUM" Konuşmasında meslek hastalıklarına ve iş kazalarına maruz kalan işçilerin oranının fazlalığına değinen Erdoğan, "Dünyada her yıl 160 milyon işçinin işle ilgili meslek hastalıklarına yakalandığına üzülerek şahit oluyoruz. Bu kayıpların yüzde 98'i şayet gerekli tedbir alınsa, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor. Ben burada meselenin imkan, para, teknoloji veya düzenleme eksikliği olduğu kanaatinde değilim. Bu utanç verici manzaranın ortaya çıkmasının esas nedeni insana yönelik çarpık bakış açısıdır. İnsanı sadece bir üretim aracı olarak gören mevcut anlayış, insanı araçsallaştırarak insan hayatını değersizleştirmektedir. Bir fabrikanın üretim sürecinde makineyle insanı aynı değerde gören anlayışı ben asla kabul etmiyorum. İnsana bu şekilde yaklaşanlar üretim maliyetlerini düşürmek, kar marjlarını artırmak için insan hayatını hiçe sayan adımları atmaktan elbette çekinmezler" ifadelerini kullandı. "BİZİM ANLAYIŞIMIZDA İNSAN HOMOEKONOMİKUS DEĞİL" İşçilerin alın teri üzerinden emek sömürüsü yapıldığını savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun düzeltilmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "İşçilerin ücretleri ve sosyal hakları kısıtlanarak, işçiyi iş kazaları ve meslek hastalarından koruyacak önlemleri almayarak, kazanç olmaz. O kazanç bizim değerlerimizde haramdır. Bu kazanmak değil, çalmaktır. İşçinin hakkını gasp etmektir. Biz insana makine gibi ham madde, sermaye gibi salt bir üretim aracı olarak bakmayız, bakamayız. Bizim anlayışımızda insan homoekonomikus değildir. İş kazalarının azaltılması, can kayıplarının ve emek sömürüsünün önünü geçilmesi için öncelikle bu konuda kendimizi düzeltmeli; insanı merkeze alan bir anlayışı iş hayatına hakim kılmalıyız" "İŞÇİ KARDEŞİM ÖNCELİKLE KENDİ CANINI TEHLİKEYE ATTIĞINI BİLMELİ" İş kazalarının azaltılması konusunda işveren kadar işçilere de görev düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, "Bakıyorsunuz hükümet kuralı koymuş. İşveren de üzerine düşen görevi yapmış. Gerekli tertibatı almış. Fakat işçimiz çok basit nedenlerin arkasına sığınarak, hatta 'Bana bir şey olmaz' diyerek, bu tedbirleri uygulamıyor. Hava sıcak diye bareti takmıyor. Rahatsız ediyor diye koruyucu elbisesini giymeyen işçi kardeşim öncelikle kendi canını tehlikeye attığını bilmelidir. İş sağlığı ve güvenliği bilincinin topluma mal edilmesi ancak çalışan, işveren, sendikalar ve idarenin el ele vermesiyle mümkündür. Bu sacayaklarından birisi eksik olursa arzu edilen ilerleme sağlanmaz" dedi. "CANLI BOMBALARI KAHRAMANLAŞTIRMAK İÇİN FIRSAT OLARAK GÖRENLER VAR" 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün 'terör' üzerinden istismar edildiğini vurgulayan Erdoğan, "İş sağlığı ve güvenliği konusu, günlük siyasetin tartışmalarına, ideolojik hesaplaşmalara mahkum edilemeyecek kadar önemli bir meseledir. İnsan hayatını ilgilendiren bu konuda tüm ayrışmalar, tüm gündemler bir tarafa bırakılmalı; ortak hareket edilmelidir. Hal böyleyken ne yazık ki ülkemizde yaşanan elim kazaları dahi istismar etmekten, bu hadiseleri kendi çıkarları için kullanmaktan imtina etmeyen bir kesimle karşılaşıyoruz. İnsanların acılarını kanatmaktan çekinmeyenler 1 Mayıs İşçi Bayramlarını da yakmanın, yıkmanın, sokakları terörize etmenin bir aracı haline getirmenin çabası içinde oldular. Emekçi kardeşlerimizin alın terlerinin sembolü olan bu anlamlı günü terör propagandası yapmak, canlı bombaları kahramanlaştırmak için bir fırsat olarak görenler var" ifadelerini kullandı. İŞÇİ ÖRGÜTLERİNE ELEŞTİRİ İşçi Bayramı'nda yaşanan olaylar üzerinden bazı işçi örgütlerini eleştiren Erdoğan, "İşçilerin hak ve hukukunu savunması gereken örgütlerden bazıları da bu noktada hep sorumsuz bir tavır sergilediler. Emekçileri kendilerine kalkan yaparak, polise, kamu mallarına, dükkanlara saldırmanın işçi haklarıyla bir alakası olabilir mi? Terör örgütü flamalarıyla yollara dökülmenin İşçi Bayramı'yla ne ilgili olabilir? Bu tavır her şeyden önce emekçi kardeşlerime yapılmış bir hakarettir. Bu tarz eylem ve söylemler en çok da bu bayramın gerçek sahibi işçilerimizi rencide etmektedir" diye konuştu. "1 MAYIS'I RUHUNA UYGUN BİÇİMDE KUTLAMALARINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUM" 1 Mayıs'ın son dönemlerde ruhuna uygun şekilde kutlandığını ve bundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Son yıllarda sendikalarımızın büyük bir kısmının 1 Mayıs'ı ruhuna ve manasına uygun biçimde tam bir İşçi Bayramı olarak kutlamalarından memnuniyet duyuyorum. Bu manzarayı ülkemizin normalleşmesinin, olgunlaşmasının ve demokratikleşmesinin bir parçası olarak gördüğümü özellikle belirtmek istiyorum" dedi. "EMEĞİN SÖMÜRÜLMESİNE RIZA GÖSTEREN ANLAYIŞIN YERİ YOK" Gelir dağıtımının adaletli yapılması üzerinden devlete ve işverenlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim anlayışımızda emeğin sömürülmesine rıza gösteren anlayışın da işvereni düşmanlaştıran bağnazlığın da yeri yoktur. Hak ve adaleti gözetmeyen hiçbir ideoloji insana fayda sağlamaz. Ben buradan başta devlet olmak üzere işverenlerimize sesleniyorum. Ne olur, ücret takdirini yaparken işçinin alın terinden sömürmek suretiyle kazanmak anlayışını bir kenara koyun. Bilin ki işçinin alın terinin hakkını vermek sizin bereketinizi daha da artıracaktır. Sizi daha da zengin kılacaktır. Öldüğümüzde bizimle beraber bu paralar da gelmeyecek. Bunlar burada kalacak. Öyleyse şöyle açalım. İşsiz insanımızı iş sahibi yapalım"