BURDUR'da halk otobüsünde fenalaşan bir kadın yolcu, durumu fark eden otobüs şoförü tarafından hastaneye yetiştirildi. Şoför Öner Arıkan (35), "Vatandaşlık görevimizi yaptık" dedi.
Burdur'da cumartesi günü halk plajı-sanayi seferini yapan halk otobüsüne binen kadın yolcu, bir süre sonra göğsünü tutmaya başladı. Elindeki cep telefonuyla yakınlarını arayan ve henüz kimliği öğrenilemeyen kadın, göğüs kafesinde sıkışma hissettiğini ve iyi olmadığını anlattı. Konuşmalara kulak misafiri olan otobüs şoförü Öner Arıkan, yanındaki arkadaşından kadına bakmasını ve durumunu kontrol etmesini söyledi. Bir yandan dikiz aynasından kadının durumunu kontrol eden şoför, durumun ciddi olduğunu anlayınca tereddüt etmeden diğer yolcuları otobüsten indirerek, güzergahından çıktı ve Burdur Devlet Hastanesi'nin yolunu tuttu. Bir yandan otobüsü kullanan, bir yandan da hastaneyi telefonla arayarak bilgi vermeye çalışan otobüs şoförü, kadını hastaneye yetiştirdi. Acil servisten gelen sağlık çalışanlarının ilk müdahalesiyle kadın sedyeye konularak, tedaviye alındı.
Otobüs şoförü Öner Arıkan, olayı şöyle anlattı: "Plaj seferinden dönerken, yaşlı bir teyzenin telefon konuşmaları kulağıma takıldı. 'Ben kötüyüm', 'iyi değilim' gibi kelimeler sarf etti. Sonra ben teyzenin fenalaştığını fark edince yanımda olan Mehmet Bal arkadaşımdan yardım isteyerek, teyzenin durumunu sorması için yanına gönderdim. Ben aynadan kontrol ederken, teyzenin benzinin bembeyaz olduğunu fark ettim. Yani durum sıkıntılıydı. Sonra Mehmet'e durumunu sordum teyzenin. O da iyi olmadığını söyledi. Teyze baygınlık geçirince otobüsün güzergahından çıkarak acil servis yoluna girdik. Araçta yolcularımız da vardı, onları yolda indirerek, hızlı bir şekilde acilin önüne gidip ilk yardım ekibinden yardım istedik. Onlar da geldi, teyzeye baktı, durumunun kötü olduğunu görünce hemen aldı. Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla teyzede kalp hastalığı varmış. Yani iyi ki de götürmüşüz. Hatta Isparta'ya sevk edilmiş. Durumunu sorduk, sonradan iyiye gitmiş. Biz de vatandaşlık görevimizi yaptık. Sonuçta biz de vicdanen rahatız."