Eşsiz kokusu ve damaklarda iz bırakan tadıyla Türk kültürünün vazgeçilmez içecekleri arasında yer alan Türk Kahvesi, 500 yılı aşkın süredir tüketiliyor. Kahvenin kavrulduktan sonra 10 gün içinde tüketilmesi gerektiği uyarısında bulunan Doç. Dr. Burak Mil, kahve pişirmenin püf noktaları konusunda önemli bilgiler verdi.

Bugün 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi günü. Türk kültürünün vazgeçilmez içecekleri arasında yer alan Türk Kahvesi, 500 yılı aşın süredir tüketiliyor. Şekerli, orta ve sade seçenekleriyle her damak tadına uyan Türk Kahvesi’ni değerli kılan ise köpüğü. Kahvenin Türkiye’ye gelişinin 1519 yılına dayandığını anlatan İstanbul Kent Üniversitesi Gastronomi bölümünden Doç. Dr. Burak Mil, “Tarihçi Solakzade’ye göre Türkiye’ye kahvenin gelişi 1519 yılına dayanıyor. Birinci Selim’in Mısır Seferi’nde getirdiği ürünlerden bir tanesi. Dolayısıyla Türk Kahvesi 500 yılı aşkın süredir tüketiliyor. Türk Kahvesi bizim için bir içecek değil, Türk kültür motifinin önemli öğelerinden bir tanesi. Bir kahvenin 40 yıl hatırı var. Dolayısıyla kahvenin bizde kendiliğinden bir öyküsü gelişmiş. Türkler kahveyi bir içecekten ziyade Türk kültür motifinin değerli bir unsuru olarak görüyoruz” dedi.

KAVRULDUKTAN 10 GÜN SONRA TÜKETİN

Kahvenin tazeliğini koruması için saklama koşullarının önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Burak Mil, “Kahve dediğimiz aslında bir çekirdek, bir meyvenin çekirdeğinden bahsediyoruz. Taze kahve yeni kavrulmuş bir kahve olmalı. Türk kahvesinin orijinal hali orta kavrulmuş olmalıdır. Kahve çekirdeklerinin taş değirmenlerde öğütülmüş olması gerekiyor. Kahve kavrulduktan sonra maksimum 10 gün içinde tüketilmeli. Kavanozu elinize aldığınızda kesif bir kahve kokusu yayılmıyorsa o bayat bir kahve. Kavanoz zaten açıkta saklanıyorsa nem aldığından dolayı bu 10 günlük süre daha da kısalır. Açıkta duran kahve tüketilmemeli. Kahvenin kokusu ve bununla birlikte tadı eğer ekşimişse o da bayat olduğunun kanıtıdır” diye konuştu.

SON 5 YILDIR SADE KAHVE TERCİH EDİLİYOR

50 yıl önce babası tarafından Beyoğlu’nda açılan kahve dükkanını işleten Cüneyt Filik ise Türk Kahvesi’ni bilinenin aksine sıcak su ile hazırladıklarını belirtti. 15 saniye sıcak su ile karıştırdıkları kahveyi yüksek ateşte 8-10 saniye pişirdiklerini belirten Filik, kahveyi fokur fokur kaynatmadıklarını anlattı. Filik, fokor fokur kaynayan kahvenin köpüğünün kaybolduğunu ve acı olduğunu söyledi. 25 yıl önce şekerli ve orta kahveler sıkça tüketildiğini ifade eden Filik, son 5 yıldır sade kahve tüketimi ön sırayı aldığına dikkat çekti.

Her sabah kahve tükettiğini belirten Gökhan Alveroğlu, “Severek tüketiyorum. Muhakkak her sabah içerim. Türk kültüründe de yeri çok ayrı. Sevdiğim için her sabah muhakkak bir tane tüketiyorum” dedi. Günde en az 2 tane Türk Kahvesi içtiğini ifade eden Gamze Yılmaz da, “Sabah kahvaltıdan ve öğle yemeğinden sonra vazgeçilmezim. Şekersiz kahveyi tercih ediyorum” diye konuştu. Kahveyi uyanmak amaçlı kullandığını belirten Fatih Ergenç ise “Kahve ile kendime geliyorum. İşimden dolayı çok fazla bilgisayar başında zaman geçirdiğimden kendime gelebilmek için içiyorum. Akşam saatlerinde genellikle sade kahve tercihim oluyor” diye konuştu.