Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Mevlevi Postnişini Fahri Özçakıl, semazenlerin, aylarca süren eğitimlerinin ardından sema sırasında başlarının dönmediğini belirtti. Özçakıl, semayı öğrenmek isteyenlerin ise öncelikle bu işe gönül vermiş olması gerektiğini ifade etti. 
Mevlana'nın fikir yapısı ve düşünceleri, vefatının ardından oğlu Sultan Veled ve yakınları tarafından kurulan Mevlevi Tarikatı tarafından ve Mevlana'ya gönül veren 'Mevlevi' olarak adlandırılan kişiler tarafından günümüze kadar sürdürülüyor. Mevlevilikte ise sema törenleri, her kesimin ilgisini çekiyor. Sema, Mevlevi dervişi olarak kabul edilen semazenler tarafından gerçekleştiriliyor.
SEMAZENLERİN HER KIYAFETİNİN BİR ANLAMI VAR
Özel kıyafetlerle sema yapan semazenlerin başındaki sarık 'sikkesi', Mevlevilikte ölünce başucuna dikilen mezar taşını, üst tarafı dar, aşağısı geniş ve kolsuz beyaz renkli kıyafeti olan 'tennure' kefenini temsil ediyor. Tennurenin üstüne ise iliksiz ve düğmesiz yelek 'destegül' bele ise dört parmak genişliğinde Arap alfabesinde Elif harfine benzer 'Elifi nemed' kuşak takılıyor.  Tasavvuf müziği eşliğinde gerçekleşen sema ayininde, semazenler kollarını her iki tarafa açarak zikir yapıyor. Sema ederken kol açan semazenin sağ eli dua eder gibi yukarıya, sol eli aşağıya açıktır. Bu, 'Haktan alır, halka saçarız, hiçbir şeyi kendimize mal etmeyiz, görünüşte var olan, vasıtalık eden bir suretten başka bir şey değiliz? anlamına gelmektedir.
Semazenler, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'na bağlı olarak görev yapıyor. Semazenlerinde başında da Mevlana?nın makamı olarak kabul edilen ve bu görevi temsilen üstlenen postnişin bulunuyor.
?ALLAH?I KALP GÖZÜYLE GÖRÜYORLAR?
Semazenlerin, 360 derecelik dönüşle Allah?ı kalp gözüyle gördüklerini belirten Postnişin ve topluluğun müdürü Fahri Özçakıl, şunları söyledi
?Hazreti Mevlana ve Mevlevilik dediğimiz zaman sema akla gelmektedir. Sema, bildiğiniz gibi Mevlana Celalettin Rumi Hazretleri?nden günümüze kadar gelmiş olan önemli bir ritüeldir. Türk tasavvuf kültürünün önemli ritüellerinden bir tanesidir. Sema eden semazen sol ayağı sabit, sağ ayağının etrafında 360 derecelik bir dönüş icra ederek, Allah?ı kalp gözüyle görerek, kalbinin etrafından sağdan sola doğru sema etmekte ve cenabı Allah?ı zikretmektedir. Sema ayinleri bu duyguyla yapılmaktadır. Semazen kardeşlerimiz sema ederken hem kendileri manevi bir olgunluğa yetişme düşüncesiyle hareket etmekte, hem de yapmış oldukları kalben dua edercesine sağ el açık cenabı Allah?tan istemiş oldukları niyazı sol el kapalı olarak etrafındakilere yaymayı simgeleyen bir hareketle sağdan sola doğru kalbinin etrafında Allah?a zikrederek sema etmektedirler.ö
SEMAZENLER ALDIĞI EĞİTİM SAYESİNDE BAŞI DÖNMÜYOR
Sema öğrenmenin yolunun gönül vermekten geçtiğini ifade eden Özçakıl şöyle konuştu
Bir semazenin yetişmesi kolay olmaz. Öncelikle semayı öğrenebilme düşüncesiyle gelen kardeşlerimizde bu işe gönül vermiş olmasını istemekteyiz. Kardeşlerimizin büyük bir bölümü Hazreti Mevlana?nın bu yaşantısını, düşüncesini hayatına tatbik edebilmek düşüncesiyle öncelikle gelip bize müracaat ediyor. Bizler de bu kardeşlerimizin yardımına koşuyoruz. Semazen kardeşimizin yetişmesi için sema meşk tahtası dediğimiz, 1 metrekare ebadında ortası bombeli bir çivi yerleştirilmiş tahta üzerinde, çıplak ayakla çivinin üzerine merkez olarak addettiğimiz sol ayağını yerleştirmek suretiyle sağ ayağıyla da o merkezin etrafında 360 derecelik bir dönüşüyle sema meşkine başlamış oluyor. Bu kolay bir çalışma değil. Semazen adayının kabiliyetine de bağlı olmasıyla, aylarca sürecek bir çalışma olması lazım. Yavaş yavaş başlayan bir dönüş hareketi, zamanla daha seri ve hızlı bir şekilde devam eder. Bu esnada da baş dönmesinin de ortadan kalkmış olduğunu görmekteyiz. Birden yapılan dönüş hareketi ister istemez semazen adayına baş dönmesi yapabilir. Tabii zamanla bunun kalmadığını görmüş oluyoruz. Daha sonra kol açma hareketiyle, tennure giydirilerek başına giymiş olduğu sikkesi de Mevlevi dedesi tarafından tekbirlenmek suretiyle o kardeşimiz semazen olmuş oluyor.