ULUSLARARASI Mülteci Hakları Derneği, sınır kapılarına farklı ülkelerden yaklaşık 50 bin göçmenin ulaştığını açıkladı.
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Resul Demir, göçmenlerin akın ettiği Pazarkule Sınır Kapısı'nda yaşanan sınır hareketliliğiyle ilgili basın açıklaması yaptı. Demir, göçmenlerle bire bir yaptıkları görüşmeler sonucunda oluşturdukları rapor ve bölgedeki durum hakkında bilgi verdi. Demir, "Türkiye, artık başta İdlib olmak üzere yeni gelecek mülteciler için hedef ülke olmak istememektedir. Bu nedenle Türkiye, Avrupa sınır kapılarını mülteci geçişlerine açarak, isteyen göçmenlerin geçmesine şimdilik süresiz olarak izin vermiştir. Bu izin üzerine mülteciler sınır kapılarına doğru yönelmişlerdir. Şu ana kadar içerisinde Suriye, İran, Afganistan, Somali Sudan, Mısır, Fas, Cezayir, Türkmenistan gibi ülkelerden yaklaşık 50 bin göçmen, sınır kapılarına gelmiş durumdadır. Bununla birlikte Akdeniz ve Ege denizleri yine göçmen botları ile dolmuştur" dedi.
'PASAPORT, TELEFON, CÜZDANLARA EL KONULDU'
Göçmenlerin arasında kadın ve çocukların bulunduğuna dikkat çeken Demir, şöyle konuştu:
"İçerisinde kadın ve çocukların da olduğu bu insanlar Avrupa’ya geçmek isterken sınırın öte tarafındaki ülkeler tarafından gaz, sis ve ses bombaları ile plastik mermiler ile engellenmeye çalışılmaktadır. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz mülakatlara göre, Yunanistan tarafına geçtiklerinde Yunan polisi tarafından alıkoyulan bazı mültecilerin çanta, telefon, cüzdan, pasaport ve paralarına el konulduğu ve bazı mültecilerin fiili şiddete maruz kaldığı öğrenilmiştir. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği ve bir sivil toplum kuruluşu olarak bir kez daha vurgulamak isteriz ki, mülteciler hiçbir şekilde herhangi bir siyasi gerilimin kurbanı olmamalıdırlar. Zira unutulmamalıdır ki; her mülteci bir insandır ve yeryüzündeki tüm insanların can ve mal güvenliği tehlike altında olmadan yaşama, barınma, seyahat etme, eğitim alma gibi temel insani hakları vardır."
Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmesi'ne vurgu yapan Demir, "Hukuken temin edilmiş tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır. Hiç kimse, hiçbir gerekçeyle, hiçbir kamu makamı tarafından ayrımcılığa maruz bırakılamaz" dedi.
Hazırlanan rapora göre, görüşme yapılan göçmenlerin Avrupa ülkelerinde akraba ve tanıdığı olanların, onların yanına ulaşmayı planladığı, ancak, özellikle Afgan mültecilerin sınırı geçmeleri halinde gitmeyi planladıkları bir rotalarının bulunmadığı belirtildi. Raporda, Türk sınırı tarafında zorla gönderme veya ülkeden çıkışa zorlanma gibi bir durum gözlenmediğine yer aldı.