İSTANBUL'da göçmen kuşlar ile ilgili yeni bir bilimsel araştırma yapıldığını açıklayan Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, "Şimdiye kadar incelemelerimizde influenza veya Usutu virüsü bulunamadı. Ölü kuşlarda Batı Nil virüsü saptandı" dedi.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, son günlerde Beylikdüzü ve Avcılar'da görülen kuş ölümleri ve yaptıkları bilimsel araştırmaya ilişkin muhabirinin sorularını yanıtladı. Prof.Dr. Yılmaz, aynı bölümdeki Prof.Dr. Nuri Turan tarafından yürütülen projede göçmen kuşların taşıdığı virüslerle ilgili İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri destekli araştırmada, ölü bulunan kuşların laboratuvar incelemelerinin yanı sıra, yakalanan göçmen kuşlardan örnekler aldıktan sonra tekrar doğaya bıraktıklarını anlattı. Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, ilkbahar ve sonbaharda göç eden kuşlardan bazı viral hastalıklar bulaşabildiğini hatırlattı. Yılmaz, öncelikle ölen kuşlara temkinli yaklaşılmasını ve elle temas edilmemesini istedi. 

"USUTU VİRÜSÜ AVRUPA'DA ÇOK YAYGIN"
Yılmaz, "Kuşlardan bulaşan ve hastalığa neden olan virüslerin en önemlileri kuş giribi, Batı Nil ateşi ve Usutu virüsüdür. Kuş gribi yakın temasla, Batı Nil ateşi virüsü ve Usutu virüsü sivrisineklerle ve kan nakilleri ile bulaşabilmektedir. Bu virüsler kuşlarla bölgeden bölgeye ve bir ülkeden diğer ülkeye, taşınabiliyor. Zaman zaman kuşlardan örnekler alınıp, incelenmesi, hangi virüsü taşıdıkları veya hangilerini daha çok barındırdıkları, hangilerinin hangi bölge ve ülkelerde sirküle olduğunun araştırılması gerekiyor. Bu bağlamda hem göç eden canlı kuşların hem de herhangi bir yerde ölü bulunan çok sayıda kuşun ölüm nedenlerinin araştırılmasında yarar vardır. Ölüm nedenleri araştırılırken viral araştırmaların yanında toksik yani zehirleyici maddeler yönünden de araştırılması gerekir. Toksik; yani bazı zehirlenmeden kaynaklanabilen çevresel veya amaçlı zehirler de kuş ölümlerine neden olabilir. Beylikdüzü ve Avcılar'da bazı kuş ölümlerinden haberdarız. Bunlardan örnek alımı ve virolojik araştırmalarla ilgili bazı girişimlerimiz var. Fakültemize halk tarafından getirilen bazı ölü kuşlardan yaptığımız bazı çalışmalar da bulunmaktadır. Bu kuşlarda Batı Nil ateşi virüsü var. Kuşlarda Batı Nil Virüsü olması yeni bir şey değil. Şimdi, Usutu virüsünü de araştırıyoruz. Araştırmaya başladığımız Batı Nil virüsüne benzeyen, bulaşması aynı olan Usutu virüsü Avrupa'da çok yaygın."
Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, sivrisineklerin virüs taşıyan kuşları ısırdıktan sonra insanları ısırması halinde bunların bulaşabildiğini anlatırken, "Bu virüsler insan veya hayvanlara bulaştırdıktan sonra virüs saçımı devam etmiyor. İnsandan insana geçiş zor. Batı Nil veya Usutu; kuştan direkt dokunma ile elinizde yara bere yoksa bulaşabilen bir virüs değildir. Sadece kan nakilleriyle, laboratuvar  iğne-aletleriyle veya yaralanmalarla olabiliyor. Ancak, kuş gribi öyle değil. Kuş gribi taşıyan kuşa direkt dokunulması halinde el ağız veya burnuna götürürse, bulaşabilir. Bu nedenle ölmüş hayvanlara zaten temkinli yaklaşılması, halkın bilgilendirilmesi lazım. Özellikle kuş gribi bakımından buna dikkat edilmesinde yarar vardır" dedi.

"ÖLÜ KUŞLARDA BATI NİL VİRÜSÜ SAPTADIK"
Prof. Dr. Yılmaz, bu tür araştırmalara neden gerek duyulduğuna ilişkin soru üzerine, "Usutu virüsü Avrupa ülkelerinde genelde yaygın. En sık İtalya'da var. 15 vaka bildirilmiş durumda. Almanya'da var. Hırvatistan'da 6 vaka bildirilmiş durumda. Göçmen kuşlar yılda iki kez Türkiye üzerinden geçiyor. Göçmen kuşların araştırılması lazım. Viroloji ve patoloji bölümlerinde görevli yaklaşık 15 bilim insanının ortak çalıştığı araştırma projesi kapsamında Biyolog Dr. Cemal Özsemir'in de katkıları ile İstanbul'a uğrayan kuşlara tuzaklar kuruldu ve yakalanan kuşlardan örnekler alındı. Kuşlar halkalandıktan sonra tekrar doğaya  bırakıldı. Şimdiye kadar incelemelerimizde influenza veya Usutu virüsü bulunamadı. Ölü kuşlarda Batı Nil virüsü saptadık" diye konuştu.
Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, Batı Nil ateşi ve Usutu virüsünün nörolojik belirtiler çıkması halinde hastalığın ön plana çıktığını, bunun dışında kişilerin belirtileri soğuk algınlığı gibi hissettiğini, kaydederken, "Düzelmeyen vakalarda virüs beyne yerleşmekte ve sinirsel belirtiler oluşturarak sağlık sorunu yaratmaktadır. Batı Nil ateşi ve Usutu virüsün infeksiyonlarında bunlar sıkıntılı vakalar oluyor" dedi.
Prof. Dr. Yılmaz, göçmen kuşların ve sebepsiz kuş ölümlerinin virüsler açısından test edilmesini ve kuşlarda hangi virüslerin ve hangi virüs genotiplerinin bulunduğunun araştırılması ve halk sağlığı ve hayvan sağlığı yönünden önlemler alınması gerektiği vurguladı. Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz, halkın bu hastalıklar açısından bilgilendirilmesini önerdi.

Görüntü Dökümü:
--------------
-Prof.Dr. Hüseyin Yılmaz'ın muhabirine yaptığı açıklama
-Göçmen kuşların göçünden görüntüler (Arşiv)

==========================

6- TİCARET BAKANLIĞI UYARDI:  ETİKETSİZ DETERJANLARDA BÜYÜK TEHLİKE DİKKAT

-Ticaret Bakanlığı, etiketsiz deterjanlara karşı vatandaşları uyarırken, yapılan denetimlerde pek çok etiketsiz deterjanda nitrik yani kuvvetli asit miktarının fazla olduğu tespit edildi. 

-Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Meral Karaaslan, deterjanların yanlış kullanımının ölümlere neden olabildiğini ifade ederek kullanıcıları uyardı.

Haber: Semih ÇALIŞKAN - Harun UYANIK - Buğra BENLİOĞLU / İSTANBUL, TİCARET Bakanlığı, etiketsiz deterjanlardan uzak durulması gerektiğini belirtti. 'Nitrik' yani kuvvetli asit deterjanlarda sağlığı en çok tehdit eden kimyasal madde. Bu asidin deterjanlarda belli bir miktarda bulunması gerekirken, değeri aştığı tespit edilen ürünler toplatılıyor. Deterjanların yanlış kullanımı da istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor. İki deterjan ürününün birbirine karıştırılması ölüme bile neden olabilecek kazalar ortaya çıkarabiliyor. Bu nedenle iki farklı deterjanın asla karıştırılmaması gerektiğinin altı çiziliyor.  

"İÇERİKLERİ VE ETİKET BİLGİLERİNİN UYUMLU OLUP OLMADIĞINI KONTROL EDİYORUZ"
Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Meral Karaaslan, tüketicilerin kullandıkları deterjanların içeriğini mutlaka kontrol etmesi gerektiğini ifade ederek, "Deterjanlar kimyasal ürünler. Dolayısıyla bunların tüketiciler tarafından mutlaka kullanım talimatlarına uygun olarak kullanılması gerekiyor. Biz bakanlık olarak yaptığımız denetimlerde laboratuvar incelemelerinden önce mutlaka içerikleri ve etiket bilgilerinin uyumlu olup olmadığını kontrol ediyoruz. Güvenlik bilgi formları var. Bu formlarla, etiket bilgilerini kontrol ediyoruz. Örneğin etikette aşındırıcı olduğuna dair bir bilgi var mı, göze, solunum yollarına zarar verir, eldivenle kullanılmalıdır gibi bir takım uyarıların bulunması gerekiyor. Bu uyarıların da mutlaka içeriğe uygun olarak yapılması gerekiyor. Laboratuvara geldiği zaman öncelikle içerikleriyle, tehlike sembollerinin uyumlu olup olmadığını kontrol ediyorlar" şeklinde konuştu.

"ETİKETİ VE AMBALAJI OLMAYAN ÜRÜNLERDEN UZAK DURULMALI"
Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Meral Karaaslan, vatandaşlara çağrıda bulundu. Etiketi olmayan ürünlerin kesinlikle kullanılmaması gerektiğini ifade ederek, "Bizim tüketiciler için en önemli uyarımız. Tüketicilerin açıkta satılan deterjanlardan uzak durmaları gerekiyor. Üzerinde hiçbir şekilde etiket ve uyarı yok. İçeriğinde ne olduğu belli değil. Bir çocuk çok kolay bir şekilde plastik şişeye doldurulmuş ürünü meyve suyu zannedip içebilir. Maalesef bu şekilde oluşmuş çok fazla kaza var. Bu tür etiketi, ambalajı olmayan ürünlerden tüketicilerimizin mutlaka uzak kalması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"ÖLÜME KADAR GİDEN VAKALAR OLUYOR"
"Hiçbir ürün, başka bir ürünle karıştırılmamalı" diyen Meral Karaaslan, iki ürünün karıştırılması sonucu ölümlerin ve ağır kazaların yaşanabildiğini ifade ederek bu tür işlemden tüketicilerin kesinlikle uzak durması gerektiğini belirtti. Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazen çamaşır suyu ve yağ çözücü karıştırılıyor. Bazen kir çözücü karıştırılıyor. O kadar tehlikeli ki. İki ürünün karışması sonucunda yüzey temizleyicinin içerisinde amonyak varsa zehirli klor gazı ortaya çıkıyor. Bu gazın solunması direkt olarak solunum yollarını etkileyen hatta ölüme götüren bir vaka. Zaten bu tür temizlik dar alanlarda yapılıyor. Dar bir alanda tüketici çamaşır suyuyla,  kireç çözücüyü karıştırırsa bronşit, astım gibi bir hastalığı varsa maalesef ölüme kadar giden vakalar oluyor. Dolayısıyla hiçbir şekilde karıştırmamak gerekiyor. Lavabo açıcılarda ise bazen bir ürün kullanılıyor. Lavabo açılmıyor. Bu sefer sıvı versiyonu karıştırılıyor. Katı ve sıvı ikisi bir arada kullanıldığı zaman bomba etkisi yapan bir vakalarla karşılaşılıyor. Bu tür durumlardan tüketicilerimizin uzak durması gerekiyor. İki ürün hiçbir şekilde birbiriyle karıştırılmamalı. Bazen büyük ambalaj alınıyor. Bunlar kullanımı kolay olsun diye küçük kaplara koyuluyor. Bu da son derece yanlış."

"NİTRİK ASİT MİKTARININ YÜZDE 20'Yİ AŞMAMASI GEREKİYOR"
Yapılan denetimlere değinen Meral Karaaslan, bazı ürünlerde miktarı aşan nitrik asit tespit edildiğini ve bu ürünlerin toplatıldığını belirterek, "Kuvvetli asit baz dediğimiz ürünlerde özellikle, kireç çözücü, yaz çözücü gibi ürünlerde nitrik asit çok önemli bir kimyasal. Evsel kullanımlarda bu nitrik asit miktarının içeriğin yüzde 20'sini aşmaması gerekiyor. nitrik asit yani kuvvetli asitle ilgili tespitlerimiz oldu. Limiti aşan ürünlerle ilgili de güvensizlik kararı vererek, bu ürünleri toplattık. Bazen içerikte çok küçük bir eksik görebiliyoruz. Üreticiye mutlaka bunları düzeltmesi gerektiğini söylüyoruz" ifadelerini kullandı.

VİTRİNDE PAKETLİ, ARKADA AÇIK DETERJAN
Açık deterjanlar, temizlik ürünleri ve sabunlar sokak aralarında bulunda temizlikçi dükkanlarında satılıyor. Dükkanların ilk bakışta vitrinlerinde paketli, markalı ürünlerin bulunduğu görülüyor. Ancak bu dükkanların arka taraflarında, bidonlar ve kovalar içinde açık ürünler bulunuyor. Açık ürünler kilo ve litre hesabı satılıyor. Vatandaşların büyük bir çoğunluğu ise açık deterjan kullanmadığını belirtiyor. Çağla Kaleli, açık deterjan kullanmadığını belirterek, "Zararlıdır mutlaka TSE onaylı olması gerekir diye düşünüyorumö dedi. Şefika Savan ise "Kapalı deterjan tercih ederim, açıksa zararlıdır" diye konuştu.

"HİÇBİR ZAMAN İÇERİĞİNİ OKUMUYORUM"
Deterjanları içeriğini okumadan kullandığını ifade eden Halime Balkan, "Hiçbir zaman içeriğini okumuyorum, tanıdığım markadan alıyorum. Bu konularda biraz bilinçsiz hareket ediyoruz. Küçücük, karınca gibi yazıyorlar. Kim okuyacak onu? Şu ana kadar içeriğini hiç okumamıştım. Bundan sonra okuyacağım" şeklinde konuştu.

"DETERJANLARI HİJYENİK OLSUN DİYE KARIŞTIRIYORUM"
Deterjan alırken önce markasına dikkat ettiğini belirten Nurten Erdem, "Kullanma talimatı ve içeriği genellikle dikkatimi çekmiyor. Okumuyorum ama sağlık açısından kaliteye önem veriyorum. Bazen deterjanları birbirine daha hijyenik olsun diye karıştırıyorum. Aslında dikkat etmek lazım. Birbirine karıştırdığımda daha temiz olduğunu düşünüyorum ama riskli" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü
----------------
-Etiketsiz deterjanlardan görüntüler
-Laboratuvarda yapılan çalışmalar
-Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Meral Karaaslan ile röportaj
-Muhabir anonsu (Semih Çalışkan)
-Vatandaşlarla röportajlar
-Yapılan çalışmalardan görüntü
-Detay görüntüler

=====================

7 - (ÖZEL) - MAĞAZADA DENEME, İNTERNETTEN SATIN ALMA DÖNEMİ

-Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu

-"X bir markanın mağazasına gidip 300 liraya alacağı ürünün 260 liraya internetten alıyor. Tüketiciye ayrıca burada üyelik nedeniyle de ıskontolar uygulanabiliyor. Teslimden itibaren de 14 gün içinde koşulsuz cayma hakkı var. Şimdi internetten almasın da neden gitsin mağazadan alsın?"

Haber-Kamera: Beyza Nur GÜLER-Kubilay ÖZEV/İstanbul, İNTERNET sitelerinde giyim ürünlerinin mağazalardan daha ucuz olması nedeniyle, tüketiciler artık internetten alışverişi tercih ediyorlar. "Üstüme olur mu?" sorununu ortadan kaldırmak için ise, alacakları ürünleri mağazada deneyip, mağazanın internet sitelerinden satın alma yolunu izliyorlar. 
Teknoloji ve internetin yaygın kullanımıyla birlikte, tüketicilerin değişen alışkanlıklarından biri de alışveriş oldu. Artık tüketiciler, mağazalarda denedikleri ürünleri satın almak için acele etmiyor çünkü mağazada deneyip beğendiği bir ayakkabı ya da kıyafetin aynısını, internet sitelerinden daha ucuz fiyata edinebiliyorlar. Kimi markalar internet sitelerinde üyelik indirimleri uyguluyor, kimi markalar belirli gün ve saatlerde fiyatları düşürüyor. Tüketiciler ise, çeşitli kampanyalarla internetten alışverişi daha cazip hale getiren bu markaların mağazalarında ürünleri deniyor, internet sitelerinden daha ucuz ve denenmemiş ürünleri satın alıyor. 

"MAĞAZALARDA ALACAKLARINI TEST EDİP, EVDEN DAHA UCUZA SİPARİŞ EDİYORLAR"
Tüketiciler için artık internet üzerinden alışverişin daha cazip bir hal aldığını vurgulayan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, şunları söyledi: 
"İnternet alışverişinin konforu ve kolaylığı tüketiciyi cezbetti. Ama özellikle giyim eşyası alışverişi esnasında tüketicilerin bir test etme, deneme ihtiyacı var. Çünkü bazen 40 numara diye bildiği ayağına 40 numara küçük gelebiliyor. Kalıba göre 41 gerekebiliyor veya elbise bedenlerinde kesime göre bazı ufak farklılıklar olabiliyor. Bu noktada bazı bilinçli tüketiciler, gülümsüyorum çünkü çok güzel bir şey yaptılar. Gidiyor mağazaya, mağazada alacağı giysiyi test ediyor. Ayakkabı, kaban, mont, elbise neyse, ürün numarasını alıyor, gidiyor internetten alışveriş yapıyor. Aynı markanın internet sitesindeki fiyatlar genellikle mağazadaki fiyatların altında oluyor. Çünkü mağazada metrekare üzerinden kira ödeniyor, personel gideri var, aydınlatma gideri var. Ama internet sayfasında öyle değil. İnternet sayfasında koyduğu bir fotoğraf, altında da fiyat var. işte bu noktada, tüketici şunu düşünüyor, hem daha ucuza alıyorum hem 14 gün içinde koşulsuz olarak iade imkanım da var hem de kapıma teslim ediyorlar. en önemlisi de ambalajında tertemiz ürün geliyor. Oysa mağazadan aldığımda benden önce kim onu test etti bilemiyorum diye böyle hijyen açısından da titizlik gösterenlerin de tercih ettiği bir alışveriş yöntemidir internet üzerinden giyim almak. İnternet üzerinden alışveriş zaten pek çok konuda yapılıyor, yok yok adeta. Ama giyim eşyası alırken test etmenin yararlı olduğuna inanan tüketiciler mağazasına gidiyor, ürünleri deniyor, numarasını, bedenini, kumaşını, rengini görüyor. Ondan sonra onun kodunu alıp gidiyor evinde internet üzerinden siparişini verip, ürünün kapısına kadar gelmesini sağlıyorlar" 

"TESLİMDEN SONRA 14 GÜN İÇİNDE İADE HAKKI VAR" 
İnternet alışverişinde var olan risklerin zincir markaların sitelerinde olmadığını ifade eden Ağaoğlu, "Bilinen tanınmış firmaların zaten mağazaları zincir halinde kurulmuş. X bir markanın mağazasına gidip 300 liraya alacağı ürünün 260 liraya internetten alıyor. Tüketiciye ayrıca burada üyelik nedeniyle de ıskontolar uygulanabiliyor. Teslimden itibaren de 14 gün içinde koşulsuz cayma hakkı var. Şimdi internetten almasın da neden gitsin mağazadan alsın?" şeklinde konuştu. 

PEK ÇOK MARKANIN PAZARLAMASINI YAPAN SİTELERE DİKKAT
Markaların kendi internet sitelerinden alışverişin risksiz olduğunu ancak pek çok markanın pazarlamasını yapan alışveriş sitelerinden ürün almanın riskli olabileceğini anlatan Ağaoğlu, "Şimdi bir markanın kendi ürünleri var, bir de bir internet sitesinde bir çok markanın pazarlamasının yapıldığı ürünler var. bu noktada bilinçli tüketiciler markanın kendi ceketini, ayakkabısını alıyor. Ama bir siteden, başkasının ürettiği ürünü alırken, sahte ürünle bile karşılaşma riski var. ama bilinçli tüketiciler test ediyor. Markanın mağazasına gidiyor, test ediyor. İnternetten satın alıyor" ifadelerini kullandı. 

DOKUNARAK ALIŞVERİŞİ TERCİH EDİYORUM
İnternetten alışverişi nadiren tercih ettiğini ifade eden vatandaş Vildan Mutlu, "Fiyatlar daha uygun geliyor, görseldeki ürün hoşuma gidiyor. Bazen aynı gördüğüm ürün geliyor bazen de çok alakasız eyler geliyor. Tereddüt ediyorum tabii ki. Tercih edilmesinin sebebi fiyatların uygun olması. İnsanlar şanslarını deniyorlar herhalde. Mağazada gördüğüm ürünü internetten almadım hiç. Yapıyorlarmış öyle de ama ben görerek, dokunarak tercih ediyorum alışveriş yapmayıö dedi.

 "O AN ALAMIYORUM, İNTERNETTEN BAKTĞIMDA DAHA UCUZ OLUYOR"
Fiyatı nedeniyle denediği an alamadığı ürünleri internetten daha ucuza bulduğunu söyleyen Vatandaş İlknur Şeker, "Mesela deniyorum, hoşuma gidiyor. O an alamıyorum fiyatı nedeniyle. Sonra internetten baktığımda daha uygun fiyata buluyorum. Ve daha da iyi bir şekilde geliyor hatta. Bununla da karşılaştım. Denenmemiş, daha güzel, daha temiz geliyorö diye konuştu.

"BEDENİNİ DENİYORUM, AYNI ANDA İNTERNETTEN SİPARİŞ VERİYORUM"
Mağazada denediği ürünleri aynı anda internetten sipariş verdiğini dile getiren Ecem Melisa Yakan, "Ben tercih ediyorum. Zaten daha ucuz oluyor. Alacağım ürünün mağazasına gidiyorum önce. Bedenini deniyorum, ayakkabı numarasını deniyorum, aynı anda siparişi internet üzerinden veriyorumö dedi. 
Üniversite öğrencisi Murat İlgar ise, "Pantolon alacağım zaman, mağazalarda daha pahalı alıyor ama internet sitelerinde daha ucuz oluyor. Gidip deniyorum aynı modeli. Sonra internetten sipariş veriyorum" şeklinde konuştu. 

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Mağazadan görüntüler
-Vatandaş ile röp. 
-Aydın Ağaoğlu'nun açıklaması 
-Muhabir anonsu(Beyza Nur GÜLER)
-Genel ve detay 
 
==========================

8- KAVGAYI AYIRMAYA ÇALIŞIRKEN ÖLDÜRÜLEN FUTBOLCUNUN DAVASINDA KARAR

-SANIK MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

Haber: Ruken KADIOĞLU/ İstanbul,
Yedikule'de 2 yıl önce, Moldova uyruklu Elena Duşcova (52) ve Ayhan Arslan'ın (40) bir kadını darp etmesini engellemek için araya giren Yedikulespor'un lisanslı futbolcusu Yunus Emre İzol'un(24) öldürülmesine ilişkin yargılandıkları davada karar açıklandı. Tutuklu sanık Ayhan Arslan "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası aldı. Sanık Arslan, 2 kişiye karşı "Kasten yaralama" suçundan ise toplam 3 yıl hapis cezası aldı. Diğer sanık Elena Duşcova ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarından beraat etti.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ayhan Arslan getirildi. Tutuksuz sanık Elena Duşcova ise duruşmaya katılmadı. Öldürülen futbolcu Yunus Emre İzol'un annesi Sunay İzol, babası Hacı İzol, olayda yaralanan mağdur Uğur Taşkın ve taraf avukatları da duruşmada hazır bulundu.

"15-20 KİŞİYİ BIÇAKLAYABİLİRDİM"
Duruşmada tutuklu sanık Ayhan Arslan son savunmasında, "Ben samimiyetle söylüyorum mağdurum, yüce adaletinize ve affınıza sığınıyorum, tahliyemi talep ediyorum. Kimseyi isteyerek, kasıtlı vurmadım. 15-20 kişiyi bıçaklayabilirdim ama ben böyle bir şey yapmadım. Kaçtım, kaçtıkça üzerime geldiler" dedi.

"BAŞKA YUNUSLAR ÖLMESİN"
Duruşmada, öldürülen futbolcu Yunus Emre İzol'un annesi Sunay İzol ise, "Başka Yunuslar ölmesin. Başka çocuklar damatlık yerine kefen giymesin. Adalet istiyorum. Başka ailelerin yüreğine kor ateş düşmesin" şeklinde konuştu.
Yunus Emre İzol'un babası Hacı İzol da "Adalet istiyorum" dedi.

" 1,5 CM İLE ÖLÜMDEN DÖNDÜM "
Olayda yaralanan mağdur Uğur Taşkın, "1,5 cm ile ölümden döndüm. Sanık beni de öldürüyordu. Sonuna kadar davacıyım. Adalet istiyorum" dedi.

MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
Mahkeme heyeti, sanık Ayhan Arslan'ı "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, sanık Ayhan Arslan'ı olay sırasında yaralanan Oktay Abdulhamit Akın ve Uğur Taşkın'a karşı "Kasten yaralama" suçundan 1'er yıl 6'şar ay olmak üzere toplam 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Heyet, sanığa verilen cezalarda daha önceden sanığın sabıkasının olması gerekçesiyle herhangi bir takdir indirimi uygulamadı. Mahkeme, sanık Ayhan Arslan'ın tutukluluğunun devamına karar verdi.

DİĞER SANIĞA BERAAT KARARI
Mahkeme heyeti, sanıklardan Elena Duşcova'nın ise "Suç delillerini yok etme" suçundan dava açıldığını ancak suçun yasal unsurlarının oluşmadığını gerekçe göstererek sanığın beraatine karar verdi.

İDDİANAME:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, olayın 27 Ocak 2018 tarihinde saat 23.00 sıralarında Fatih Yedikule Mahallesi'nde meydana gelen olayda, şüpheli Ayhan Arslan'ın kadın arkadaşı şüpheli Elena Duşcova ile birlikte Aksaray'da eğlenip alkol aldıktan sonra suç yerine geldiklerini anlatılıyordu. İddianameye göre, bir erkek şahsın Elena Duşcova'nın telefonunu çaldığı ve o sırada oradan geçmekte olan yabancı uyruklu bir kadının Duşcova'ya, 'Senin telefonun mu çalındı?' diye sorması üzerine şüpheliler Ayhan Arslan ile Elena Duşcova'nın yabancı uyruklu kadından şüphelenerek onu tutmaya çalıştıkları kaydedilmişti. Şüpheli Elena Duşçova'nın yabancı uyruklu kadını darp etmesinin ardından etrafta bulunan şahısların olaya müdahale etmek istedikleri, şüpheli Ayhan Arslan'ın cebinden çıkardığı bıçakla etrafındaki şahıslara saldırdığı ve Yunus Emre İzol, Abdülhamit Akın ile Uğur Taşkın'ın yaralandıkları, İzol'un kaldırıldığı hastanede vefat ettiği anlatılmıştı.
İddianamede, şüpheli Ayhan Arslan'ın, "Kasten öldürme" ve "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından müebbet ve 18 yıldan 30 yıla kadar, şüpheli Elena Duşcova'nın ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarından 6 aydan 5 yıla kadar hapsi talep ediliyordu.

Görüntü dökümü:
------------
-ARŞİV


==========================

9 - EŞİNE YUMRUK ATARAK ÖLÜMÜNE NEDEN OLMAKLA SUÇLANAN KOCAYA 10 YIL 10 AY HAPİS CEZASI

Haber: Özden ATİK / İstanbul, - GAZİOSMANPAŞA'da yaklaşık iki yıl önce diyaliz hastası eşini yumruklayarak önce ağır yaraladığı, daha sonra da ölümüne neden olduğu için iki kez tutuklanan Erkan Dursun'un yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme, sanık Erkan Dursun hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama eylemi nedeniyle ölüme sebebiyet verdiği gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezası verdi. 
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Erkan Dursun getirildi. Duruşmada savcı, sanığın eşini darp ettiği, ölümün darp sonucu gerçekleştiğini, eylem sırasında herhangi bir silah kullanmadığı, maktülün ölümün tedavi sürecinden sonra gerçekleştiğini, bu nedenle "Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan cezalandırılmasını istediği mütalaasını tekrarladı. 

"SUÇSUZUM"
Sanık Erkan Dursun son savunmasında, "Hastaneye yürüyerek gittiğimizde eşimin hiçbir şeyi yoktu. İki çocuğum vardır. Tutuklu olduğum için mağdur durumdalar, bu nedenle tahliyemi ve beraatimi talep ederim" dedi. Sanık Erkan Dursun son sözünde ise "Suçsuzum" dedi. Dursun'un avukatı Mustafa Yıldız ise "Olaydan iki gün sonra böbrek yetmezliğiyle ilgili hastaneye gitmişlerdir. Kızı Büşra da ifadesinde 'Kavga olsaydı sesler duyardım. Böyle sesler yoktu' demiştir" diyerek müvekkilinin beraatini talep etti. 

KARAR AÇIKLANDI
Mahkeme heyeti, sanık Erkan Dursun hakkında eşine karşı "Yaralama" ve "Kasten öldürme" suçlarından iddianame düzenlenmişse de "Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama" suçunun sübut bulduğunu belirterek önce 1 yıl hapis verdi. Suçu eşine karşı işlemesi nedeniyle cezayı 1 yıl 6 ay hapse çıkaran heyet, "Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama eylemi nedeniyle ölüme sebebiyet verdiğini belirterek sanığa 13 yıl hapis cezası verdi. Duruşmalardaki iyi halini dikkate alan heyet, sanık Erkan Dursun'u sonuç olarak 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığa verilen ceza dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına hükmedildi. 

DAVANIN GEÇMİŞİ
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan ilk iddianamede, sanık Erkan Dursun'un 30 Temmuz 2017 tarihinde eşi Esengül Dursun'a yorganları düzensiz yerleştirdiği için yumruk vurduğu ve Dursun'un kafasını dolaba çarparak yere düştüğü, eşi yerde olduğu sırada iki yumruk daha attığı belirtiliyordu. Adli tıp raporuna göre Esengül Dursun'un hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı kaydediliyordu. Esengül Dursun hastanede verdiği ifadesinde de eşinin kendisine yumruk atması üzerine yere düştüğünü, aldığı darbenin etkisiyle 10-15 dakika hiç hareket etmediğini, sonrasında da çok fazla baş ağrısı olduğunu belirterek eşinden şikayetçi olmadığını söylediği anlatılmıştı. Erkan Dursun da eşine yumruk attığını kabul ederek "Bir anlık sinir ile darp ettiğim için pişmanım" demişti. Sanık Dursun, 2 Ağustos 2017 tarihinde tutuklanmıştı. Hakkında "Kasten yaralama" suçundan Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Esengül Dursun ise 28 Ağustos 2017'de hayatını kaybetmişti. Erkan Dursun, dava devam ederken 5 Aralık 2017'de tahliye edilmişti. Ancak  ölümün kafa travmasına bağlı olarak gerçekleştiğine ilişkin adli tıp raporunun gelmesinin ardından 14 Mart 2019'da yeniden tutuklanmıştı. Bu arada Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi, görevsizlik kararıyla dosyayı İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı olaya ilişkin "Eşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yeni bir iddianame hazırlamıştı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen yeni iddianame, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilmişti. 

KIZI TANIK OLARAK DİNLENMİŞTİ
Sanık Erkan Dursun önceki duruşmalarda da "Kesinlikle maktüle karşı darpta bulunmadım. Ona karşı kötü bir davranışım olmadı" diyerek suçlamayı reddettmişti. Dursun'un kızı Tuğba Dursun tanık olarak verdiği ifadesinde, "Kesinlikle babamın anneme vurması söz konusu değil. Aralarında problem yoktu" demişti. Sanığın babası Ahmet Dursun ve bacanağı Mehmet Ertaş da, ölümün ameliyattan kaynaklandığını düşündüklerini söylemişlerdi.

=======================

10- ATAŞEHİR'DEKİ SAHTE İÇKİ OPERASYONU KAMERADA

Ali ABLAY/İSTANBUL,()
İçerenköy'deki bir evde sahte içki üretimi yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçen polis, adrese operasyon düzenledi. Gerçekleştirilen operasyonda bir şüpheli gözaltına alındı.
Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, İçerenköy'deki bir evde sahte içki üretimi yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti. Teknik ve fiziki takip gerçekleştiren polis, geçtiğimiz Pazar günü saat 19.30 sıralarında sahte içki üretimi yapılan eve operasyon düzenledi. Gerçekleştirilen operasyonda 581 farklı miktarlarda cam şişeler içerisinde sahte içki üretiminde kullanılan sıvı madde, 35 litre bidon içerisinde sıvı madde, 5 litre anason, 5 litre etil alkol ve 10 paket maya ele geçirildi. Düzenlenen operasyonda Tahir P.(51) isimli şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.
Yakalanarak gözaltına alınan Tahir P. hakkında Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde "kaçakçılıkla mücadele kanuna muhalefet" suçundan işlem yapıldı. İşlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edilirken, adli makamlarca serbest bırakıldı. 

Görüntü dökümü:
-------------
-Sahte içki üretiminde kullanılan malzemelerin bulunması
 
==============================

11- ATAŞEHİR'DEKİ CİNAYET KAMERADA 

-Ağır yaralanan Yener Yağcı hastanedeki tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. 

Haber-Kamera:Cengiz ÇOBAN-İSTANBUL-
Ataşehir'de evinden çıktığı sırada silahlı saldırıya uğrayarak ağır yaralanan Yener Yağcı hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. silahlı saldırının güvenlik kameraları ortaya çıktı. Görüntüleride saldırganların taksi ile gelip ateş etikten sonra kaçmaları görülüyor.
Olay saat 08.30 sıralarında Ferhatpaşa Mahallesi 75. Sokak'ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Yener Yağcı (32) binadan çıktığı sırada bir araçla gelen saldırganlar ateş etmeye başladı. Silahlı saldırıda vücuduna 3 kurşun isabet eden Yağcı ağır yaralandı. Silah seslerini duyan bina sakinleri polise ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralıya ilk müdahaleyi ambulans içinde yaptı. Ağır yaralı Yener Yağcı kaldırıldığı Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Sancaktepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

SALDIRGANLARIN GELDİĞİ TAKSİ KAMERADA 
Bir taksi ile gelen saldırganlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde taksi ile gelen saldırganlar binanın önünde duruyor. Saldırganlardan biri peş peşe ateş ettikten sonra tekrar taksiye binerek uzaklaştığı görülüyor.

Görüntü dökümü:
-----------------
-Güvenlik kamerası görüntüsü
-Taksinin bina önüne gelmesi
-Saldırganlardan birinin taksiden inmesi
-Ateş etmesi
-Taksinin ayrılması
-Aktüel görüntüler
-Yaralının ambulanstaki görüntüsü
-Babanın ağlarken görüntüsü
-Yakınlarının sinir krizi geçirmesi
-Yaralının götürülmesi
-Polis ekiplerinden görüntü
-Vatandaşlar ile röp
-Yerdeki boş kovanlar
-Genel ve detay görüntüler


Ataşe