Yüz yıldır adak adanan kültür envanterindeki türbe boş çıktı

Batman merkeze bağlı Çayüstü köyünde, yaklaşık yüz yıldır 'Abuzer Gaffari Türbesi' olarak bilinen, köylülerin gelip adak adadığı yapıda gerçekleştirilen kazılarda kalıntı bulunmadı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü envanterindeki türbenin boş çıkması, köy sakinlerine şaşkınlık yaşattı.
Çayüstü köyünde bulunan Serkevir Vadisi'nde, sahabe olduğu bilinen Abuzer Gaffari'nin türbesinin, Ilısu Barajı projesinde su altında kalacağından dolayı köy sakinlerce taşınması için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne başvuruda bulunuldu. Aynı zamanda il kültür envanteri olan türbenin taşınması için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatıldı. Türbenin taşınması için 2 gün süren kazı çalışmasında kalıntı bulunmaması şaşkınlık yarattı.
'KÖYLÜLER BU DURUMA İNANMAK İSTEMİYOR'
Çayüstü Köyü Muhtarı Mesut Ekinci, köylülerin bu duruma inanmak istemediğini söyledi. Muhtar Ekinci, 100 yıldır bu türbenin ziyaret edildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Batman'ın hemen hemen tüm köylerinden baharın başlangıcıyla birlikte ziyaret için köylüler türbeye gelip, yüzlerce kurban keserlerdi. O şenlikler görülmeye değerdi. Köylüler, Dicle kıyısındaki bu ziyaretin etrafını kutsal görürlerdi. Herkes hoşgörü içinde ibadetini yapar, ayrılırdı. Def eşliğinde şenlikler yapılırdı. Köylüler bir süre önce bana müracaat edip, türbenin daha yüksek yere çıkmasını istedi. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne türbenin taşınması için başvuruda bulunduk. Başvurumuzun kabul edilmesinin ardından jandarma gözetiminde 7 kişilik arkeologların da içinde bulunduğu bir ekip, türbede kazı çalışması başlattı. 2 gün süren kazılarda, mezarlık alanda hiçbir bulguya rastlanılmayınca biz de adeta donup kaldık. Köylüler bu duruma inanmak istemiyor. Mezarın yeri başka yerdedir diye neredeyse bu kazı çalışmalarını devam ettirmek isteyenler oldu."
YÜZLERCE ADAK ADANIYORDU
Köy sakinlerinden Süleyman Ekinci (80), 'Abuzer Gaffari Türbesi'nde her yıl yüzlerce adak adandığını belirterek, kazılarda kalıntı bulunmamasıyla şaşkınlık yaşadıklarını söyledi. Ekinci, "Büyüklerimiz buranın ziyaret olduğunu söylerlerdi. Dua ederdik, kurban keserdik. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü 
-------------
Köyden görüntü
Röportajlar
Türbenin bulunduğu alan
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,() 

Haber Kodu : 191229014

====================

Erciyes, yılbaşında yüzde 100 dolu

Kayseri'deki Erciyes Kayak Merkezi'nde yılbaşı tatili için yapılan rezervasyonlarla tesisler ve oteller yüzde 100 doluluk oranına ulaştı. Rusya, Ukrayna ve Polonya'dan gelen çok sayıda turistin de yılbaşını Erciyes'te geçireceği öğrenildi.

Erciyes Kayak Merkezi'ndeki otellerin doluluk oranı, yeni yıla sayılı günler kala yüzde 100'e ulaştı. Kayak merkezinde bulunan tesisler ve diğer otellerde yılbaşı için yer kalmadı. Rusya, Ukrayna ve Polonya'dan gelen çok sayıda turistin de yılbaşını Erciyes'te kutlayacağı öğrenildi.

Erciyes Kayak Merkezi'nde bir otelin genel müdürlüğünü yapan Mahmut Akar, Türkiye'de en fazla kar oranına sahip dağın Erciyes olduğunu belirterek, "Sezon, aralık ayı itibariyle başladı. Şu anda 1 metreyi aşkın kar var. Pistlerimizdeki kar oranı ise çok daha yüksek. Şu an Türkiye'de en yüksek kar oranı Erciyes'tedir. Bu da bizim doluluk oranlarımıza yansıyor. Şu an yüzde 100 doluluk oranına ulaştık. Yarıyıl tatili dönemine kadar tamamen doluyuz. Otelimizde yılbaşına özel çeşitli etkinliklerimiz olacak" dedi.

'YILBAŞI ERCİYES'TE HAREKETLİ OLACAK' 
Erciyes'teki bir otelde Müşteri İlişkiler Müdürü olarak görev yapan Ümmü Irmak ise yılbaşına özel çeşitli programlar hazırladıklarını söyledi. Irmak, "Yılbaşında otelimiz ve Erciyes çok hareketli olacak. Misafirlerimize canlı müzik ve gala yemeği hizmeti sunacağız. Sabahın ilk ışıklarına kadar hizmetimiz devam edecek. Şu anda otelimiz yüzde 90 oranında dolu. Tatil rezervasyonlarımız devam ediyor, yeni yılda doluluk oranımız tam doluluğun üstüne çıkmak üzere" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-Otel genel müdür Mahmut Akay ile röportaj
-Müşteri ilişkileri müdürü Ümmü Irmak ile röportaj
-Erciyes Kayak Merkezi'nden detaylar
-Diğer detaylar
Haber-Kamera:Olcay DÜZGÜN- Muhammed KISIR/KAYSERİ

Haber Kodu : 191229066

====================

Kışın vazgeçilmezi yer elmasında hasat zamanı
 
Elazığ'da, kışın vazgeçilmezlerinden olan yer elmasının hasadına başlandı. Kendi kabuğunun tekrardan toprağa gömülmesiyle oluşan yer elmasının toplanması için köylüler zorlu bir dönem geçiriyor.

Patates gibi toprak altında yetişen, kış sebzesi olan yer elmasının Elazığ'da hasadı başladı. Bahar ayında toprağa kabuklarının gömülmesi ile oluşan ve kış aylarında toplanan yer elması, toprağın dibi kürekle açıldıktan sonra elle topraktan ayrıştırılıp daha sonra suyla yıkanıyor.

10 yıldır yer elması yetiştirdiğini anlatan Mahmut Can, yer elmasının birçok hastalığa şifa olduğunu söyledi. Mahmut Can, "Yer elmasını 10 yıldır evimin bahçesine ekiyorum. Hobi olarak ekiyorum, satışını yapmıyorum. Bu yer elmasının bir tohumu yok. Kendi kabuğunu ya da yer elmasını keserek toprağa gömüyoruz. Kendi parçasından yaklaşık 2 kilo yer elması elde edilebiliyor. Bahar ayında ektikten sonra Aralık ayının sonuna doğru, toplamaya başlıyoruz. Yer elmasının kabuğu soyulmaz. Kabuklu bir şekilde yenilir. Elazığlılar genelde çok sever. Köylerde bahçelere ekilir. Limon sıkılarak salatası yapılır. Tamamen organiktir. Birçok hastalığa iyi geldiğini söylerler" dedi.

Görüntü Dökümü
------
Toprağın kürekle açılmasından görüntü 
Yer elmasının topraktan çıkartılmasından görüntü 
Yer elmasının yıkanması
Röportaj 
Genel ve detay görüntüler
Haber: Erkan BAY-Kamera: ELAZIĞ,()

Haber Kodu : 191229027
==============

Belediye otobüs şoförü Gülgün, kızlarını okutuyor

Muğla'da, 14 yıl önce eşini kaybeden Gülgün Yalçınkaya (45), üniversitede öğrenim gören 2 kızının masraflarını karşılayabilmek ve kimseye muhtaç etmemek için Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde otobüs şoförü olarak çalışıyor.

Muğlalı Gülgün Yalçınkaya, Mardin'de görev yapan polis memuru eşi Mustafa Yalçınkaya'yı akciğer kanseri rahatsızlığı nedeniyle kaybetti. Eşi vefat ettiği zaman 31 yaşında olan Yalçınkaya, 2 kız çocuğu ile birlikte memleketi Muğla'ya döndü. Kızlarıyla kirada oturan Yalçınkaya, geçim sorunu yaşamamak için 2006'da sürücü belgesini aldı, ardından da Menteşe Halk Eğitim Merkezi'nin açtığı usta öğreticilik kursuna katılarak direksiyon eğitmenliği sertifikasını aldı. Yalçınkaya, 2010'dan 2016 yılına kadar bir sürücü kursunda eğitmen olarak çalıştı. Daha sonra buradaki işinden ayrılıp, aynı yıl Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın kadın şoför alımı duyurusu üzerine başvuru yaparak mülakata girdi. Arkadaşlarının 'Sen bu işi başarırsın' şeklindeki teşvikleriyle girdiğini belirttiği mülakattan başarıyla geçen Yalçınkaya, hemen işe başladı. Otobüs kullanırken usta şoförlere taş çıkartan Yalçınkaya, aldığı maaş ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi kızı Merve (18) ile Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü'nde öğrenim gören Sevgi'nin (24) ihtiyaçlarını karşılıyor.

'İNSAN HAYATI ÖNEMLİ'
Yalçınkaya, yolcularının kendisinden memnun olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"70 ile 100 kişi arasında yolcu taşıyorsunuz. Bunun sorumluluğu çok farklı. İnsanlarımızı sağlıklı bir şekilde indirip-bindirmeniz gerekiyor. İlk zamanlarda çok tedirgin oldum. Aldığımız eğitimler sayesinde tecrübe kazandım. Sorumluluğumu hiçbir zaman kaybetmedim. Kişiliğim bu şekilde. İnsan hayatı önemli ve telafisi yok. İlk zamanlar yolcularımız kadın şoför gördüğü zaman şaşırıyordu. Muğla'da bunu çabuk atlattığımızı düşünüyorum. Muğla her konuda bir adım daha ileride. 'Kadın, bu işi yapamaz' demediler. Her zaman destek oldular. İlk zamanlar gözlemlendik. Arkamdaki yolcular ben turu tamamlayana kadar sinyal vermeme kadar dikkat etti. Bitiş noktasına vardığım zaman birçok kişi teşekkür ederek otobüsten indi."

Yolculardan İrem Kekeç (28), "İstanbul'dan çalışmak için geldim. 9 aydır Muğla'dayım. Kadın şoförü ilk gördüğüm zaman heyecanlandım. Bende farklı bir duygu oluştu. Gurur duyuyorum" dedi.

Bir diğer yolcu Cemal Arıkan (39) ise, "Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu güzel bir proje. Kadın şoförlerle, güvenli bir şekilde yolculuk yapıyoruz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Gülgün Yalçınkaya'nın otobüs önünde görüntüsü 
- Gülgün Yalçınkaya'nın otobüse bindikten sonra otobüsü çalıştırma görüntüsü
- Yolcuların otobüse binişi
- Gülgün Yalçınkaya'nın yaşlı yolcu ile ilgilenmesi 
- Gülgün Yalçınkaya'nın otobüsü kullanırken görüntüsü 
- Gülgün Yalçınkaya ile röp.
- Yolcularda İrem Kekeç ile röp. 
- Yolculardan Cemal Arıkan ile röp. 
Haber - Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (

Haber Kodu : 191229015

======================

Üç yıl üst üste 28'er ünite kan vererek rekor kırdı

İzmir'de yaptığı kan bağışlarıyla rekor kıran Emin Şahin (60), 2019 yılının son bağışını yaparak, son üç yılda her yıl üst sınır olan 28'er ünite aferez ve tam kan vererek, Türkiye'de yeni bir ilke imza attı. Kan bağışının kendisi için bir hobi olduğunu söyleyen Şahin, bu rekorunu pasta keserek kutladı.

İzmir'de bugüne kadar 212 ünite kan bağışlayarak hem rekor kırıp, hem de birçok hastayı hayata döndüren Emin Şahin, 2019 yılının son bağışını yaptı. Bu bağışla beraber, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında, toplamda 84 ünite aferez ve tam kan bağışı yapmış oldu. Şahin, üç yılda 28'er ünite aferez ve tam kan bağışı yaparak, Türkiye'de yeni bir ilke imza attı. Bayraklı'da bulunan Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi'nde yılın son kan bağışını yapan, Şahin, çalışanlarla birlikte pasta keserek başarısını kutladı. İki çocuk babası Şahin, 2014 ve 2016 yıllarında da bir yılda en fazla kan bağışını yaparak rekor kırmıştı. Kızılay'a 212'nci, toplamda ise 379'uncu ünite kan bağışını yapan Şahin, "Hedefim 500, ondan sonra yaşım kemale erdiğinde bırakacağım. Son üç yılda 72 ünite aferez, 12 ünite tam kan verdim. Çok şükür çok sağlıklıyım. Fazla kan insan zarar verir. Ben kan verdiğimde hem ruhen, hem fikren, hem zikren rahat hissediyorum. Başkasının benden fazla vermesi mümkün değil. Çünkü Kızılay yılda 28 ünite sınır koyuyor. Eğer Dünya'da bu üç yıl içinde benimle aynı miktarda veren varsa, ben ona sıfır bir araba alacağım. Ben emekli olduktan sonra eşim 'Emeklisin evde durma' dedi. Bende geldim buraya buradaki samimi ortamı gördüm. Burası benim ikinci evim. Bir hastanın annesini babasını düşünüyorum, o çok başka bir acı. Ben onların hayatlarını kurtardığımı düşündüğümde çok mutlu oluyorum. Bu çok farklı bir his. Kızılay'a da çok teşekkür ederim" dedi.
'KIŞ GÜNLERİNDE DAHA FAZLA BAĞIŞA İHTİYACIMIZ VAR'
Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Burak Yurdakul ise, Şahin'i tebrik ederek, "Emin Bey rekortmen kan bağışçılarımızdan. Bizler açısından Emin Bey gibi bağışçılarımız çok önemli. Düzenli ve gönülden bağış yaptıkları için bizler için farklı bir yerleri var. Toplamda 28 kez bağış, kesinlikle vücuda zarar vermiyor. Zaten vücudumuz 3 gün içerisinde gerekli kanı topluyor. Biz tüm gençlere Emin Bey gibi düzenli bağış yapmalarını tavsiye ediyoruz. Kış günlerinde bağışlar azalıyor. Bağışlarını kesmemelerini düzenli bir şekilde devam ettirmelerini temenni ediyoruz çünkü ülkemizin hala daha fazla kana ihtiyacı var" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKMÜ:
- Emin Şahin kan verirken genel ve detay görüntüler
- Muhabir anons
- Pasta kesilirken görüntüler
- Emin Şahin ile röportaj
- Burak Yurdakul ile röportaj

Haber: Melis KARAKUZULU - Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR, ()

Haber Kodu : 191229024
==========================

İşaret diliyle İstiklal Marşı
 
İzmir'de, 85'inci Yıl Anadolu Lisesi öğrencileri, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıl dönümü nedeniyle, her cuma günleri okul çıkışında okunan İstiklal Marşı'nı, bu kez işaret diliyle okudu.

İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 73'üncü yıl dönümünde, yurt genelinde çeşitli etkinliklerle anıldı. Buca'daki, 85'inci Yıl Anadolu Lisesi'nde, işaret dili eğitimi alan, çeşitli yaş gruplarındaki öğrenciler de ünlü şairi anmak için, her cuma günü okul çıkışında okunan İstiklal Marşı'nı, bu kez işaret diliyle okudu. 75 öğrenci İstiklal Marşı okunurken, bir yandan da işaret diliyle sözlere eşlik etti.

'DERSLERE İSTEYEREK GELDİLER'
Okulda işaret dili derslerine giren eğitimci Seren Gizem Biçer, öğrencilerin işaret dili konusunda çok heyecanlı olduklarını belirterek, "Hepsi derslere isteyerek girdiler. Öğrenciler, herkesin bir engelli adayı olduğunun ve bu dilin herkese lazım olabileceğinin farkındalar ve bu yüzden derslere katılım sağlıyorlar" dedi.

İngilizce öğretmenlerinden olan, aynı zamanda okuldaki Engellilerle Dayanışma Kulübü'nün rehber öğretmenliğini yapan Ayşe Adakaya da, "Bu bizim öğrencilerimize işaret dili eğitimi verdiğimiz 3'üncü yılımız oluyor. Bu ders, birçok okulda yok, biz bu dersi kendi öğrencilerimizin ve okulumuzun talebi doğrultusunda açtık. Halk Eğitim Merkezi'nden de bu konuda yardım istedik. Çocuklar oldukça heyecanlı şekilde dersleri takip ediyorlar ve onların bu genç yaşta, bu konuda gösterdikleri hassasiyet bizleri de mutlu ediyor" diye konuştu.
İlk defa işaret diliyle İstiklal Marşı'nı okuduklarını ifade eden öğrenciler de çok mutlu olduklarını ve hayatlarının geri kalanında bu eğitime devam edeceklerini söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- İşaret Dili Öğretmeni Seren Gizem Biçer ile röportaj
- Engellilerle Dayanışma Kulübü Rehber Öğretmeni Ayşe Adakaya ile röportaj
- Öğrencilerle röportajlar
- İşaret diliyle İstiklal Marşı okunmasından görüntü
- Genel ve detay görüntü
Haber: Davut CAN - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, ()

 Haber Kodu : 191229025
=============================

Bakırcılık mesleğini antik kentte yaşatmaya çalışıyor
 
Muğla'nın Yatağan ilçesinde, bakır dövme ve işlemesi yapan Mehmet Çetiner (57) mesleğini, 2 bin 500 yıllık 'Gladyatörler Şehri' Stratonikeia Antik Kenti'nde sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da antik kenti ziyareti sırasında çekiç sesini duyup, girdiği dükkanında alışveriş yaptığını belirten Çetiner, "Cumhurbaşkanımızın gelmesinden sonra antik kentin ziyaretçi sayısı da, benim satışlarım da arttı" dedi.

Yatağan ilçesine bağlı Eskihisar Mahallesi'ndeki 'Gladyatörler Şehri' olarak bilinen Stratonikeia Antik Kenti'nde unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık mesleğiyle uğraşan Mehmet Çetiner, zanaatını yaşatmak için çalışıyor. Bakırcılığın yaygın olduğu Muğla'nın Kavaklıdere ilçesinde doğduğunu ve ilkokulu bitirdikten sonra usta çırak ilişkisiyle bakırcılığı öğrendiğini belirten Çetiner, geçimini bu meslekle sağladığını anlattı. Stratonikeia Antik Kenti'ni gezdiği sırada Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt ile tanıştığını ve onun teşvikiyle bakırcılık mesleğini 2 bin 500 yıllık antik kentte sürdürmeye başladığını kaydeden Çetiner, "Mesleğimizin git gide değerlendiğini görüyorum. Ama maalesef ardımızdan gelen genç nesil yok. Bu mesleği, Antik Kent'te severek yapıyorum. Antik Kent'te bu mesleği yapmam beni dinlendiriyor" dedi.

AYNI ZAMANDA USTA ÖĞRETİCİLİK YAPIYOR
Cezve, yumurta sahanı, kavurma sacı, güveç tenceresi, iskender tabağı, su ve ayran tası, sürahi, çaydanlık, ibrik, yemek tenceresi, çay tepsisi ve fincan takımı gibi ürünleri bakırdan üreten Çetiner, "Bu mesleği Muğla'da yapmanın önemli avantajları var. Etrafımızın turizm bölgesi olması nedeniyle her bölgeden her türlü insan Muğla'ya geliyor. Gençlik, eğer bu mesleği öğrenirse, iyi paralar kazanacağını düşünüyorum. Allah bereket versin, hayatımı bununla sürdürüyorum. Bakırın artık moda olduğunu ve kullanım alanının giderek genişlediğini görüyorum. Bakırın sağlık ve lezzet açısından önemli olduğunu kullananlar söylüyor. Ama ne yazık ki çıraklık ilişkileri günümüzde kalmadı. Bu mesleği meslek okullarına taşıyabilirsek, genç neslin de öğrenebileceğini düşünüyorum. Muğla Halk Eğitim Merkezi'nde usta öğreticilik de yapıyorum. Aynı zamanda haftada üç gün Muğla Açık Cezaevi'nde kursiyerim olan mahkumlara bu mesleği öğretiyorum. Sırf bu meslek ölmesin diye yaklaşık 8 yıldır bu uğurda çalışıyorum" diye konuştu.

'CUMHURBAŞKANI'NIN ZİYARETİ, SATIŞLARI ARTTIRDI'
Çetiner, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 19 Ağustos'ta, Stratonikeia Antik Kenti'ni ziyaret ettiğini hatırlatıp, şunları söyledi.
"Cumhurbaşkanımız, Stratonikeia Antik Kenti'ni ziyaret etti. Ziyareti sırasında, bizim çekiç sesimizi duyarak eşi ve kızıyla dükkanımıza girdi. Yaptığımız ürünlerin el ürünü olduğunu görüp, çok mutlu oldu. Kullanmak için bizden bir takım bakır aldı. Sonrasında yeniden istedi ve gönderdik. İnşallah bir daha gelirse, yeniden bakırlarımızdan vereceğim. Cumhurbaşkanımızın buraya gelmesinin ardından ziyaretçi sayısında artış yaşandı. Daha önceden tanıtımlar olmuştu, ama Cumhurbaşkanımızın ardından tarihi kente akın akın insanlar gelmeye başladı."
Çetiner, ürettiği bakır ürünlerini tanesi 25 TL ile bin TL arasında değişen fiyatlarla satıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Antik kentten görüntü
- Bakır atölyesinden görüntü
- Bakır ustası Mehmet Çetiner'in çalışırken görüntüsü
- Bakır ustası Mehmet Çetiner ile röp.
Haber - Kamera: Burak Alper KUŞ / YATAĞAN (Muğla), ()

Haber Kodu : 191229017
=============================

Curlingde olimpiyat heyecanı
 
Curling Genç Milli Takımı, 9 Ocak 2020'de İsviçre'nin Lozan kentinde düzenlenen Gençlik Olimpiyat Oyunları'na katılacak. Hedefleri madalya olan milli takım oyuncuları, Erzurum'da hazırlıklarını sürdürüyor.

Curling Genç Milli Takımı, tarihi bir başarıya imza attı. İki yıl boyunca katıldığı turnuvalarda kazandığı puanlarla Lozan'da düzenlenecek Gençlik Olimpiyat Oyunları'na gitmeye hak kazanan 18 yaş altı genç milli takım, madalya hedefiyle 3 ay önce başladığı hazırlıklarını Erzurum'da sürdürüyor. Milli Takım Antrenörü Bilal Ömer Çakır gözetiminde her gün yaklaşık 10 saate varan antrenman yapan genç milliler, olimpiyat oyunlarında iddialı.
Bu yıl 3'üncüsü düzenlenecek olimpiyatlara sporcuların azmi ve başarısı sayesinde katıldıklarını belirten antrenör Bilal Ömer Çakır, "18 yaş altı çocuklarımız büyük bir özveriyle çalışıyorlar. Bazen 10 saate varan antrenmanlar oluyor. Lozan'da 2020'de yapılacak olimpiyat oyunlarında hedefimiz madalya kazanmak" dedi.
Şafak Çalıkuşu, Kadir Polat, Selahattin Eser ve Berfin Şengül'den oluşan milli takımın olimpiyat öncesi Avusturya'da düzenlenecek özel bir turnuvaya katılacağı bilgisini veren Çakır, "Yaklaşık 3 ayı aşkın süren bir hazırlık dönemi sonrası önümüzdeki günlerde Avusturya'da yapılacak turnuva sonrası 7 Ocak'ta Türkiye'ye geri döneceğiz. Milli takım daha sonra 9 Ocak'ta başlayacak 2020 Gençlik Olimpiyat Oyunları'na katılmak üzere Lozan'a gidecek. Milli takım olarak bu tür turnuvalara artık sadece katılımcı değiliz. Madalya ve kupalar hedefliyoruz. Curling kış sporlarında çıtayı yükselten bir branş. Olimpiyatlarda da hedefimiz madalya olacak" diye konuştu.

Dünyanın en eski sporlarından biri olan curlingle Türkiye’nin, Erzurum’un ev sahipliği yaptığı 2011 Dünya Üniversiteler Oyunları ile tanıştığını kaydeden Çakır, kısa sürede önemli başarılar elde edildiğini söyledi.

Merkez Yakutiye ilçesindeki curling salonunda çalışmalarını sürdüren milli takım oyuncuları Şafak Çalıkuşu ve Kadir Polat, 9 Ocak 2020’de başlayacak Gençlik Olimpiyat Oyunları'nda hedeflerinin madalya olduğunu belirtti.

24 ÜLKE KATILACAK
Bu arada 9 Ocak’ta İsviçre’nin Lozan kentinde yapılacak Gençlik Olimpiyat Oyunları’na 24 ülke katılacak. 6 grup halinde yapılacak müsabakalar sonunda ilk iki sırayı alan takımlar çeyrek final bileti alacak.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Curling antrenmanından detay 
-Sporcuların hatıra fotoğrafı çekilmeleri
-Antrenör Bilal Ömer Çakır ile röp
-Sporcu Şafak Çalıkuşu ile röp
-Sporcu Kadir Polat ile röp
Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM,()

Haber Kodu : 191229032
============================

Karslı Mirza’ya sürpriz doğum günü ziyareti
 
Kars'ta bir aracın bagajındaki oyuncakları görünce yüzüne yansıyan mutluluğuyla Türkiye’nin gönlünde taht kuran Mirza Yılmaz'ı 'Bir Oyuncak Da Sen Ver' sosyal medya platformu 5'inci yaş gününde bir kez daha mutlu etti.

Kars'ta, 'Bir Oyuncak da Sen Ver' sloganıyla sosyal medya üzerinden yürüttüğü projeyle çocuklara oyuncak dağıtan Taner Güneş, Mirza Yılmaz'ı İstanbul'daki takipçileriyle birlikte 5'inci yaş gününde ziyaret etti. Sarıkamış'ın Başköy köyüne giderek Mirza Yılmaz'a oyuncak ve çeşitli hediyeler veren Taner Güneş ve beraberindeki Sema Eroğlu ve Emre Aydın, küçük çocuğu görmekten büyük mutluluk yaşadıklarını kaydetti. Mirza, bu ziyarette de oyuncak dolusu arabadan kepçe ve TIR aldı. Mirza'ya ayrıca, İstanbul'dan Muazzez Sarıçimen'in (82) gönderdiği süveter ile çeşitli hediyeler de teslim edildi.

Mirza'nın annesi Sidal Yılmaz, eşi Cüneyt Yılmaz'ın Ordu'da inşaat işlerinde çalıştığını, 3 çocuğuyla birlikte Başköy'de yaşadıklarını söyledi. Mirza'yı yaş gününde ziyaret eden Taner Güneş'e teşekkür ederek çok mutlu olduklarını belirtti. Güneş de, Mirza'ya hayırlı ömürler ve ömür boyu mutluluklar dileyerek, bütün takipçilerine teşekkür etti.
Mirza'yı evinde ziyaret eden Sema Eroğlu da Mirza'yı çok sevdiklerini ve İstanbul'dan kendisine bol bol selam getirdiklerini ifade etti. 
Mirza Yılmaz, geçen yıl oyuncak dolusu arabasıyla köye giden Taner Güneş’in yanına giderek bir bagaj dolusu oyuncağı görünce önce şaşırması, ardından bagajdan oyuncak itfaiye aracını almasıyla yaşadığı sevinciyle tanınmıştı.

KÖY KÖY OYUNCAK DAĞITIYOR
Öte yandan Kars'ta 1,5 yıl önce 'Bir Oyuncak da Sen Ver' sloganıyla sosyal medya üzerinden başlattığı kampanyayla takipçilerin gönderdiği oyuncakları köy köy gezerek çocuklara dağıtan Taner Güneş, tüm boş vaktini bu işe ayırıyor. Gönüllülerin, kampanya çerçevesinde sosyal medya aracılığıyla gönderdikleri oyuncakları bir otomobilin bagajına yükleyerek gittiği köylerde çocuklara veriyor.


GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Mirza'nın geçen yılki oyuncak arabadan itfaiye aracı aldığı görüntü
Mirza bebeğin oyuncak dolusu arabayı karşılaması
Taner Güneş’in Mirza bebeğin elini öpmesi ve sarılması
Mirza bebeğe süveter verilmesi
Mirza bebeğin yeniden oyuncak alması
Taner Güneş’in konuşması
İstanbul’dan gelen Sema Eroğlu’nun konuşması
Mirza’nın annesi Sidal Yılmaz’ın konuşması
Mirza’nın oyuncaklarıyla görüntüsü
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, ()

Haber Kodu : 191229016
========================================

Dilenirken yakalandı, 'Beni bırakın' diye ağladı

Antalya'da yılbaşı öncesi polis ve zabıta ortak dilenci ve seyyar satıcı operasyonu gerçekleştirdi. Açıkta balık satmaya çalışanın balıkları toplatılırken turistlere zorla parfüm satmaya çalışanların parfümlerine de el konuldu. Dilencilik yapan Gökmen O. (75) ise "İmdat, beni bırakın ne olur ben eve gideceğim" diyerek ağladı. Gökmen O., zabıta ekiplerince sakinleştirildi. 
Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü güven timleri ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı zabıta ekipleri yaklaşan yılbaşı öncesi kent merkezinde dilenci ve seyyar satıcılara karşı operasyon düzenledi. Ortaklaşa gerçekleştirilen operasyonda kentin yaya trafiğinin yoğun olduğu 'kapalı yol' olarak da bilinen Kazım Özalp Caddesi ve Muratpaşa Camii tercih edildi.
Özellikle namaz çıkışında cami cemaatinden para dilenenler ve cami önünde tezgah açan seyyar satıcılar ile Kazım Özalp Caddesi'nde turistlere ve vatandaşlara parfüm satmak için ısrarcı davranarak rahatsızlık verenler tek tek yakalandı. Cami önünde bir elinde çanta, diğer eliyle de kucağına aldığı bebeğini tutan 27 yaşındaki Leyla T., zabıta ve polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Genç kadının çantasından ve üzerinden para çıkmadı.

BALIK TEZGAHINA EL KONULDU
Cami bahçe kapısı önünde köpük kasalar içerisinde sazan balığı satmak isteyen Ali Erik'in sattığı balıklara el konuldu. 4 kasa balık ve bir terazi zabıta aracına yüklenirken, Ali Erik de zabıta karakoluna götürüldü. Ayrıca cami bahçesi etrafında seyyar tezgahlarda bijuteri ürünleri satanların da tezgahları toplatıldı. 

ZABITAYI GÖRÜNCE KAÇTI
Kazım Özalp Caddesi'nde turistlere parfüm satmaya çalışan bir kişi ise zabıta ekiplerini görünce kaçtı. Zabıta ekipleri, satıcının kaçarken sokakta bıraktığı tezgahtaki parfümlere el koydu. Ellerinde çantayla turistlere parfüm satmaya çalışan Hüsnü D. (26) ve Devrim D. (32) ise zabıta ekiplerince yakalandı. Çantalardan çıkan 40 parfüme el koyan zabıta ekipleri, Hüsnü ve Devrim D. kardeşleri işlem yapmak üzere zabıta karakoluna götürdü.
Parfümler imha edilmek üzere toplanırken dilencilik yapan Leyla T., parfüm satan Devrim ve Hüsnü D. kardeşlere Kabahatler Kanununa göre 153 TL ceza yazıldı. 

'NE OLUR BIRAKIN EVE GİDECEĞİM'
Kazım Özalp Caddesi'nde dilencilik yaparken polis ekiplerini görünce kaçmaya çalışan Gökmen O. da zabıta ekiplerince yakalandı. Yakalanınca "İmdat, bırakın beni, ben zaten eve gidecektim. Ne olur yalvarırım bırakın" diyerek ağlayan Gökmen O., kendisine yardım edeceklerini söyleyen zabıta ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Zabıta karakoluna götürülüp üst araması yapılan yaşlı adamın üzerinden para çıkmadı.


GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Sivil zabıta ve sivil polislerin dilenen çocukla kadını almaları
Turistlere parfüm satan şahsın kaçarken görüntüsü
Balık satan şahsın balıklarının alınması
Satış yapmaya çalışan yaşlı adamın zabıta tarafından alınması
yaşlı adamın ağlaması
Alınan malların görüntüsü
HABER: Alpaslan ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,()

 Haber Kodu : 191229016
==============================================

Antalyalılar zirvede kar, sahilde deniz keyfi yaptı
 
Antalya kent merkezine 50 kilometre mesafede, 1850 metre yükseklikteki Saklıkent Kayak Merkezi'nde kayak sezonu açıldı. Kayak tutkunları kar kalınlığının 25 santimetreye ulaştığı pistte kızakla kayarken, hava sıcaklığının 17 derece olduğu kent merkezindekiler ise sahilde yürüyüş yaptı, balık tuttu, yüzerek güneşli havanın keyfini çıkardı.

Türkiye'nin birçok bölgesinde kış mevsimi etkisini gösterirken turizmin başkenti Antalya, aynı günde iki farklı mevsimi bir arada yaşıyor. Hava sıcaklığının 17, deniz suyu sıcaklığının 19 dereceyi bulduğu kent merkezindekiler, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili'nde sıcak havanın keyfini çıkardı. Sahil bandında yürüyüş yapanların yanı sıra bazıları denize girip, yüzdü. 
Antalya'yı 'cennet' olarak niteleyen Onur Çağlayan, üşümediğini ve her gün denize girdiğini söyledi.
Antalya'da yaşayanların çok şanslı olduğunu ve kentin dağlarında kar olmasına rağmen denize girilebilecek bir havasının olduğunu ifade eden Asuman Özkan ise, "Kışın yüzebilmek büyük bir şans. Denizin sıcaklığı havadan iyi. İnşallah bu güzelliğin kıymetini biliriz" diye konuştu.
Dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinde bazı kent sakinleri deniz keyfi yaparken, bazıları da aynı anda merkeze yaklaşık bir saat mesafedeki Saklıkent Kayak Merkezi'nde kar keyfi yaptı. Kar kalındığının 25 santimetreye ulaştığı merkezde, günübirlik tatilciler doyasıya eğlendi. Sezon süresince profesyonel kayakçılara da ev sahipliği yapacak merkezde, tatilcilerin bir kısmı kayarken, kimileri de kar manzarası eşliğinde yürüyüş yaptı. Telesiyej ile zirveye çıkan adrenalin tutkunları ise bembeyaz örtü üzerinde heyecanın limitlerini zorladı. Pek çok kişi zirvede kar topu oynayıp bu anların keyfini çıkardı. Merkezde birkaç gün içinde kayak ve snowboard pistlerinin hazır hale gelmesi bekleniyor.

EKVATORA EN YAKIN KAYAK MERKEZİ
Saklıkent Kayak Evi yöneticisi Cuma Özaydın, sezonu açmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Sezonun nisan ayına kadar süreceğini tahmin ettiklerini belirten Özaydın, "Saklıkent, ekvator çizgisine en yakın kayak merkezi olma özelliğini taşıyor. Pistlerdeki kar kalındığı 25 santimetreye ulaştı. Önümüzdeki birkaç gün içinde yoğun kar yağışı bekliyoruz. Kar kalınlığının 1 metrenin üzerine çıkmasını umut ediyoruz. Düzgün ve kullanışlı pist oluşturmak için iş makinemiz kar sıkılaştırma çalışmalarına devam ediyor. Kızak pisti hazır. Günübirlik tatilciler kızak yapmaya başladı. Yılbaşı öncesi pistlerimiz tamamen hazır olacak" diye konuştu.

4 PİST KAYAK TUTKUNLARINI BEKLİYOR
Pistler hakkında da bilgi veren Cuma Özaydın, Saklıkent Kayak Merkezi'nde 4 pist bulunduğunu söyledi. Profesyonel kayakçıların 'kırmızı pist'i kullandığını anlatan Özaydın, "Bu piste ulaşım Karakaya telesiyejle sağlanıyor. Uzunluğu yaklaşık 4 bin metre. Pistin özelliği, dağın zirvesinden başlaması, sert virajlar ve dik yokuşlar bulunması" dedi.
İkinci pistin ise 1500 metre uzunluğundaki 'siyah pist' olduğuna değinen Özaydın, "Bu pistimize ulaşım yine Karakaya telesiyejiyle sağlanmakta. 'Ara istasyon' diye adlandırdığımız pist, yaklaşık zirvenin yarısında başlıyor. Üst bölgesi kırmızı pistle bağlantılı. Bu pistimiz virajsız ama dik yamaç üzerine kurulu. Orta dereceli kayakçıların kullandığı mavi pistimiz 1500 metre uzunluğunda. Kayak ve snowboard yapanların ayakta lift desteği alarak pist başlama noktasına ulaştığı, yumuşak bir eğime sahip ve genelde profesyonel piste geçmeden eğitim için kullanılıyor. Dördüncü pistimiz ise 300 metre uzunluğundaki 'sarı pist'. Kayak ve snowboard hocaları eşliğinde baby lift ile zirvesine ulaşılan bu pistimiz eğitim amaçlı" diye konuştu.

KIZAK PİSTİ DE BULUNUYOR
Cuma Özaydın, kayak pistlerinin yanı sıra kızak kaymak isteyen ziyaretçiler için de tasarlanmış kızak pistleri olduğunu, bu piste sadece kendi tesislerinde kiralanan kızaklarla girişe izin verildiğini aktardı.

20 YIL ARADAN SONRA KAR GÖRDÜ
Ailesi ile Saklıkent'e gelen Tuğba Aslan, 20 yıl aradan sonra ilk kez kar gördüğünü söyledi. Eşi Hakan Aslan ve oğlu Melihşah Aslan ile geldiklerini anlatan Tuğba Aslan, "Harika, çok güzel bir yer. Dün Konyaaltı sahilindeydim. 30- 40 kilometre mesafede bambaşka bir yere geldim. Çok güzel bir gün geçirdik" dedi.
Eşi ve oğlu ile Saklıkent'in tadını çıkardıklarını aktaran Hakan Aslan ise, "Oğlum ilk kez kar gördü. Eşim de uzun zamandan sonra kar gördü. Kış sezonunda sık sık geleceğiz" ifadelerini kullandı.

SAKLIKENT TUTKUNU
Antalya'da yaşayan Engin Dönere ise sık sık kayak yapmak için Saklıkent'e geldiğini anlattı. Kar kalınlığının henüz kayak için müsait olmadığını belirten Dönere, "Meteoroloji bugün ve yarın kar yağışı olacağını söylüyor. Pazartesi gününden itibaren kayak pistleri de bizler için hazır olacak" diye konuştu.

KAR EĞLENCESİNDEN SONRA DENİZE AYAKLARINI SOKACAKLAR
Akraba ziyareti için Almanya'dan Antalya'ya gelen İrem Çelebi de kuzeni Ele Demirel ile kızak yaptı. Çok eğlendiklerini söyleyen İrem Çelebi, çok eğlendiğini söyledi. Ela Demirel ise "Almanya'dan gelen kuzenlerimle birlikte Saklıkent'te kayak yaptık. Konyaaltı sahilinde de yüzüp eğleniyoruz. Çok güzel zaman geçiriyorum. Buradan sonra sahilde yürüyüp, ayaklarımızı denize sokmak istiyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Sahilin görüntüsü
Deniz de yüzenlerin görüntüsü
RÖP 1: Onur Çağlayan
RÖP 2: Asuman Özkan
Yürüyüş yapanların görüntüsü
Sahilde koşan adamın görüntüsü
Bisiklet süren çiftin görüntüsü
Saklıkent Kayak Merkezi'nden genel görüntü 
Röp 3:Cuma Özaydın,
Röp 4:Tuba Aslan
Röp 5:Engin Dönderen
Röp 6:İrem Çelebi
Muhabiri Alparslan ÇINAR anons
Drone görüntüleri
Kızak kayan çocuklar detay
Kızaklardan detay
Genel detaylar
HABER- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN-Alparslan ÇINAR/ANTALYA,()

Haber Kodu : 191229026