Memur-Sen'den "Artık memuru enflasyona ezdirmeme söyleminin yerine memurun enflasyonu ezdiği bir stratejinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Tam da bu noktada büyüme rakamları üzerinden bir strateji geliştirilmesini savunduk.." açıklaması yapıldı.

Memur-Sen'den yapılan yazılı açıklamada, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) aralık ayında yüzde 0,69, 2017 yılında ise yüzde 11,92 oranında gerçekleştiği anımsatıldı.Kamu çalışanlarının aylık ve ücretlerine enflasyon oranından kaynaklı ilave yüzde 1,69 artış ile 2018 Ocak ayından geçerli olmak üzere toplamda yüzde 5,69 artış yapıldığının belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

"2015-2017 yıllarını kapsayacak şekilde hazırlanan Orta Vadeli Plan'da siyasi irade, her iki yılda da enflasyon oranını yüzde 5 olarak hedeflemiştir. Siyasi iradenin toplu sözleşme masasına bu veriler çerçevesinde oturduğu gerçeği ve yine siyasi iradenin 'Çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz' söylemi alt alta konulduğu zaman, bizim mücadelemizin ne anlama geldiği daha net anlaşılacaktır. Memur-Sen olarak bu söyleme karşı çıkmak yanında kamu işvereninin yöntemini de eleştirdik. Bu bakış açısının geçersizliğini ispatlayan gerekçe ve verilerle oluşturduğumuz tekliflerimizi toplu sözleşme masasına taşıdık. Fakat bugünkü mücadele geçmiş kazanımların üzerinde yükselecektir. Nitekim toplu sözleşme süreçlerinde kayıt altına aldırdığımız 'enflasyon farkı'nın, bugünün zeminini oluşturduğu gerçeğini kimsenin unutmaması gerekir. Bir başka açıdan bugünkü rakamlara baktığımız zaman, Memur-Sen'in mücadelesiyle kayıt altına alınan 'enflasyon farkı' maddesi sayesinde kamu görevlilerinin gelirleri de koruma altına alınmıştır."

"Fırsat imkanı doğurduğunu düşünüyoruz.."

Açıklamada, Memur-Sen'in kamu görevlileri sendikacılığı ve toplu sözleşme sürecine ilişkin ciddi sorunlar bulunduğunun da bilincinde olduğu vurgulanarak, şu ifadeler kullanıldı:

"Artık, memuru enflasyona ezdirmeme söyleminin yerine memurun enflasyonu ezdiği bir stratejinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Tam da bu noktada biz ısrarla, büyüme rakamları üzerinden hareketle bir strateji geliştirilmesi gerektiğini savunduk. Çünkü, kamu görevlilerinin büyümeden alacağı pay, öngörülerin yerine gerçekçi bir yöntem olacak. 4. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde dile getirdiğimiz sosyal maliyet kavramı da burada devreye girmektedir. Emek, sadece rakamlarla ölçülebilecek bir değer değildir. Gerek politika yapıcılar gerekse emeğin hakkını savunduğunu söyleyenler bu hakikati bilmek durumundadır.

Memur-Sen olarak, bugün oluşan durumun bir ders niteliği taşıdığını, geçmişten bugüne yapageldiklerimizin, başta 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu olmak üzere kamu çalışanları sendikacılığının sorunlarının giderilmesine bir fırsat imkanı doğurduğunu düşünüyoruz. 

Toplu sözleşme masasındaki asıl muhataplarımızın, çalışma hayatına ilişkin görüşlerini düzeltmeleri adına bu yapıcı ve analitik görüşümüze kulak vermelerini istiyoruz." 



ULUSALSES.COM