TOKAT'ta, hırsızlık için girdiği öne sürülen evde bıçaklanan ve kaldırıldığı hastanede kurtarılamayan Muhammed Gedik'i (23) öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan ev sahibi Oğuzhan Göğüş (24) ile arkadaşı Sedat K. (34), adliyeye sevk edildi.
Olay, dün saat 17.00 sıralarında, Bedestenlioğlu Mahallesi Mimar Sinan Caddesi'ndeki 2 katlı evde meydana geldi. Oğuzhan Göğüş, annesi Serra Göğüş ile birlikte çarşı alışverişinden eve geldi. İçeri girdiklerinde Serra Göğüş, evlerinin arka balkonun camının kırık olduğunu görünce oğluna söyledi. Oğuzhan Göğüş, evin odalarını kontrol etmek için 2'nci katta bulunan yatak odasına çıktı. Göğüş, burada kapı arkasına saklanan ve hırsızlık amacıyla eve girdiği iddia edilen Muhammed Gedik ile karşılaştı. İkili arasında kavga çıkarken Muhammed Gedik, Oğuzhan Göğüş'ü elindeki bıçak ile yüzünden yaraladı. Göğüş de elindeki bıçakla Muhammed Gedik'i baldırından yaraladı. Muhammed Gedik, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, Oğuzhan Göğüş ise tedavisinin ardından polis ekiplerince gözaltına alındı. Göğüş, emniyetteki sorgusunda, olay sırasında yanında arkadaşı Sedat K.'nin de yanında olduğunu söyledi. Göğüş, ifadesinde ilk saldıranın, Muhammed Gedik olduğunu, çıkan arbede sonrası yaralandığını öne sürdü. Göğüş, olayın ardından sağlık ekibini kendisinin aradığını ve ilk müdahaleyi de kendisinin yaptığını ileri sürdü.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan Oğuzhan Göğüş ile arkadaşı Sedat K., adliyeye sevk edildi. Olayla ilgili sorulara cevap vermeyen Göğüş'ün yüzündeki yara bantları ve sargı bezleri, dikkat çekti. 
AVUKAT KAYA: MEŞRU MÜDAFAA ŞARTLARININ OLUŞTUĞU DÜŞÜNCESİNDEYİM
Tokat Barosu avukatlarından Süleyman Kaya, Demirören Haber Ajansı () muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) meşru müdafaayı kapsayan kısımlarındaki değerlendirmede, özellikle ve öncelikle meşru müdafaanın oluşabilmesi için bazı koşullar gerektiğini belirtti. Avukat Kaya, şunları söyledi: 
''Bunların başında fail kaçabilecek ise bir tehlikeden kaçacak. Ayrıca makul önleyecek bir tehlike ve ona karşı da savunma şartlarının oluşması gerekiyor. Aletler arasındaki orantılılık nesafet ilkesi dediğimiz mesele gerekiyor. Yani savunma ile saldırı arasında belli bir oran oluşması lazım. Ayrıca olayın kendisine has özelliklerinin de değerlendirilmesi gerekiyor. Tabi ki yargının vereceği bir karardır; ama burada olayın özüne baktığınız zaman tipik bir anlamda irdelediğimizde meşru müdafaa yani TCK'nın 25'inci maddesindeki hususların oluştuğunu değerlendirebiliriz. Çünkü 25'inci madde meşru müdafaayı düzenler. 27'nci maddenin 2'nci fıkrasında meşru müdafaa makul görünecek bir heyecan, korku ve tehlikenin varlığı halinde aşılması faile ceza verilemez hükmünü getirir. Burada fail berat etmiyor. 'Ceza verilmez' deniliyor. Yani bu olayın sanığı olan şahıs, olayda ceza verilmemezlik ilkesi ile bence karşı karşıyadır. Çünkü gerçekten birinin evine giriliyor. Evinde bir hırsızlık olayı var. Tabi olayın aslını tam bilmemekle birlikte dosyalara yansıdığı şeklinde hırsızın bir saldırısı var. Bu saldırı sırasında fail de yaralanıyor. Yaralandığı zaman da aynı şekilde karşılık veriyor. Çünkü aletler arasındaki orantılılık ilkesi oluşuyor. Yani maktulün saldırısı buna bıçakla bu da aynı savunmayı bıçakla yapıyor. Doğrudan hayati bölgeye değil de baldırına gelen bir darbe vuruyor. Hayati bölgeye vursa da bence fark etmezdi. Yine meşru müdafaa oluşurdu. Bu olayda da tipik bir şekilde meşru müdafaanın tüm şartlarının oluştuğu düşüncesindeyim." 
'KAÇMA İMKANI YOK'
Şüphelinin tutuklanabileceğini belirten Kaya, "Tutuklanır mı? Tutuklanabilir. Çünkü tutuklama koşulları biraz daha değişiktir. Aynı zamanda toplumdaki infial durumu, saldırı durumu ancak bunu yargı halledecektir. Geçmişte hatırlarsınız Konya'da olmuştu. Orada da niye tutuklandı? Ama orada meşru müdafaanın koşulları buradaki gibi açık değildi. Çünkü kanun, 'Kaçabilecekse bırakın kaçsın' diyor. Burada kaçma imkanı yok. Saldırı oluyor, burada kendisi saldırıya savunma yapıyor" diye konuştu.
'O DURUMDA POLİSİ ARAYAMAZ'
Polisi aramak yerine kendisinin müdahale etmesinin, meşru müdafaaya engel olmayacağını belirten Kaya, "Hepimizin başına gelebilecek meseleler. Allak korusun, evinde hırsızla karşılaştın. Hırsıza diyeceksin ki 'Dur bir dakika arkadaşım, bekle ben şu polisi arayayım, polis gelsin'. Adam elinde bıçakla sana saldırıyor. Öyle bir şey var mı? Mümkün değil. Polisi araması durumu söz konusu değil. Türk Ceza Kanunu'nun 25'inci maddesindeki tüm unsurlar oluşmuş düşüncesindeyim. Tabi ki yargı karar verecektir" dedi.