AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, "Libya ile imzaladığımız anlaşmayla Türkiye Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar kullanabileceğini göstermiştir. Bu anlaşma, ülkemizin namusunu, haysiyetini, geleceğini koruma kararlılığımızın kanıtıdır" dedi. 
AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, partisinin Çankaya İlçe Danışma Meclisi toplantısında konuştu. Arslan, İngiltere’nin AB'den çıkması, Fransa'nın NATO'nun bittiğinden söz etmesi, Birleşmiş Milletler'in etkinliğini yitirmesi gibi olguların dünyanın kırılgan bir dönemden geçtiğini gösterdiğine dikkat çekti. Arslan, "Çöken, bozulan, dağılan bir dünya sisteminin üzerinde yaşıyoruz. Türkiye bu aşamada elbette başını kaldıracak, etrafına bakacak, tüm tarihi birikimini, güçlü devlet ve medeniyet mirasını, iddialarını ortaya dökerek bölgesinde ve dünyada haklarını savunacak. İşte böyle bir dönemde oyun kuruculuk, bu boşluğu görme ve de tezlerini kabul ettirme ile başlar" diye konuştu.
'ARKASINDAN GİDİLEN BİR TÜRKİYE VAR'
Arslan, Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmanın, dünyada eşine ender rastlanan bir diplomasi zaferi, diplomasi başarısı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye’yi Akdeniz’den tardetmek kimsenin haddine değildir. Libya ile imzaladığımız anlaşmayla Türkiye Akdeniz’deki haklarını sonuna kadar kullanabileceğini göstermiştir. Bu anlaşma, ülkemizin namusunu, haysiyetini, geleceğini koruma kararlılığımızın kanıtıdır. Bu anlaşma Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ferasetinin, ileri görüşlülüğünün, dünya siyasetini okuma becerisinin, cesaretinin, atılganlığının adeta bir anıtıdır. Artık sahada kazanıp masada kaybeden Türkiye yok. Dünyada, sahada, diplomaside takip eden değil, takip edilen, arkasından gidilen bir Türkiye var. Şerefli mağlubiyetlerle avunan Türkiye artık geride kaldı. Türkiye-Libya arasındaki münhasır ekonomik bölge anlaşması, dünya hukuk literatürüne geçecek niteliktedir. Libya’nın meşru hükümetine savaş açan gayrı meşru biri üzerinde birileri hemen birleşiverdiler. Fransa'sı, Rusya'sı, Sisi'si, gerekli lojistik desteği kendisine sağlıyorlar. İşte Yunanistan Dışişleri Bakanı kalktı ayağına kadar gidip aleni destek verdi. Dertleri ne Hafter ne Libya ne mazlum Libya halkı. Tek dertleri var Türkiye."
'İDLİB'DE SİVİL ÖLÜMLERE GÖZ YUMAMAYIZ'
Günümüz dünyasında eskisi gibi katı ittifaklar sisteminin kalmadığına, milli menfaatlere dayanan kazan-kazan ilişkilerinin ön plana çıktığına işaret eden Arslan, "Biz NATO Bloku’ndayız diye iktisadi, siyasi, milli çıkarlarımıza ters kararları, olayları desteklemek zorunda değiliz. Mesela bizim terörle mücadelemize NATO destek veriyor mu, hayır! Hakeza, Suriye’de Rusya ile belirgin bir işbirliğimiz var; ama İdlib’te yaptıklarını da tasvip etmiyoruz, edemeyiz. Büyürken, ticaret yaparken, kalkınırken 'önce insan' diyen felsefemizden, kardeşlik hukukumuzdan, ümmet dayanışmamızdan ödün veremeyiz. Çin ile ilişkilerimiz kötüleşmesin derken Doğu Türkistan’da yapılanlara sessiz kalamayız. Rusya ile aramız bozulmasın derken İdlib’te sivil ölümlerine, yeni göç dalgasına göz yumamayız. İsrail ile diplomatik ilişki kuralım derken Doğu Kudüs’teki ev yıkımlarına, Gazze’de olanlara sükut edemeyiz" diye konuştu.
'KANAL İSTANBUL BÜYÜK BİR PROJE'
Arslan, Yeni Tip Denizaltı Projesi’nin 1'inci gemisi Piri Reisi’in denize indirildiğini, ilk yerli otomobilin tanıtımının yapıldığını, gemisinden uçağına, helikopterinden otomobiline kadar savunma sanayiinden gündelik hayata teknolojinin her türünün yerli ve milli kaynaklarla yapıldığını anlattı. Arslan, Kanal İstanbul'un da büyük bir proje olduğunu vurgulayarak, "Kanal İstanbul, her açıdan büyük bir girişim. İster kabul edin ister etmeyin, iktisaden, siyaseten, uluslararası hukuk ve siyaset bakımından, nereden bakarsanız bakın hakikaten bu büyük bir proje" ifadesini kullandı.
'YÜKSEK STANDARTLARDAN DÖNÜŞ OLMAZ'
AK Parti olarak istişareye, fikir alışverişine, kanaatlerin politikaya yansımasına önem verdiklerinin altını çizen Arslan, "Cumhurbaşkanımız demokrasi kültürünü sadece partiye değil, siyasete de yerleştirdi. 'Sandık namustur' diyerek, milli iradeyi, reyi, fikirlerin siyasete taşınmasını, vesayetçilikle, kapalı kapıların ardındaki pazarlıklarla siyaset yapılmayacağını, her şeyi milletin gözü önünde gerçekleştirmeyi bizzat Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan siyasi hayatımıza yerleştirdi. Bu yüksek standartlardan geriye dönüş olamaz" diye konuştu.