İSTANBUL, () OTİZM sendromu görülme sıklığı son yirmi beş yılda, tanı kriterlerinin genişletilmesiyle beraber artsa da otizmli bireylerde tedavinin etkinliği de artış gösterdi. Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, otizmin görülmesinde en önemli faktörlerin genetik olduğunu belirterek "Otizmin görülme nedeni olarak genetik özellikler ön plana çıkıyor. Bu konuda tek bir neden yok. Anne ya da babanın yaşı büyükse çocukta Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) riskinin arttığı da biliniyor."

2018 yılında Amerikan Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi tarafından yapılan bir araştırmada, her 59 çocuğun birinde otizm spektrum bozukluğu (OSB) tanısına rastlandığı duyuruldu. Çoğu çocuğun 4 yaşından sonra tanısı konulsa da OSB tanısının iki yaşında dahi güvenilir biçimde konulabileceği bilinmekte. Okul öncesi dönemdeki çocuklarda iletişim ve göz teması kurmama ile kendisini gösteren otizm spektrum bozukluğu için gerçekleştirilecek rehabilitasyonların çok boyutlu olması gerekiyor.

"İNSANLA İLİŞKİ KURMAK BEBEK İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR"

Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, otizmin görülmesinde en önemli faktörlerin genetik olduğunu belirterek şunları söyledi, "Otizm nörogelişimsel bir bozukluk. Özellikle ilk bebeklik döneminden çıkıldıktan sonra, altı aylık bir bebekte bile gözlemlenebilir belirtileri var. Otizm; bebeğin dokuzuncu ayda gülümsememesi, sesler çıkartarak sosyal etkileşim kurmaması, göz teması kurmaması ile fark edilebilecek bir durumdur. Bir yaşından itibaren de babıldama gibi sesler çıkartma, işaret etme, el sallama, gösterme gibi davranışların olmaması veya çok az olması dikkat çekicidir. Burada özellikle bakılan durum, çocuğun bir başka kişiyle ortak ilgisinin olması, sosyal iştahının olması gibi belirtilerdir. İnsanla ilişki kurmak bir bebek için çok önemlidir. Beyin tarama çalışmalarını incelersek bebekler özellikle göze ve ağıza bakıyor. Otizm spektrum bozukluğu olan grup, göze bakmıyor. Bu bebekler, kulağınızdan öteye veya delercesine, anlamlı olmayan bir bakış ile adeta sizden öteye bakıyor. Sosyal iştahtan kasıt ise çocuğun bir yetişkini gelip çekiştirmesi, bir şeyler göstermesi veya konuşamıyorsa bile işaret ederek kendi istediklerini anlatmaya çalışması olabilir. Ya da siz bir şey işaret ettiğinizde ona bakar. Bunların otizm spektrum bozukluğu olan bebek ve küçük çocuklarda olmadığını görebiliyoruz. On altı ay ve sonrasında iki yaşa doğru ilerlerken çok az konuşmanın olması veya mevcut konuşmanın anlamlı olmaması, konuşmanın karşısındaki kişinin söylediklerini tekrar edici nitelikte olması da OSB’nin belirtileri arasında değerlendirilmektedir."

"ÜÇ YAŞINDAN SONRA BİR ANDA ORTAYA ÇIKMAZ"

Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda erken müdahaleye dikkat çeken Prof. Dr. Koçkar sözlerine şöyle devam etti, "Bu belirtiler üç yaşından sonra bir anda ortaya çıkmıyor, erken dönemde de tespit edilebiliyor. Ne kadar erken dönemde müdahale edilirse o denli değişim olduğunu görüyoruz. Otizmin görülme nedeni olarak genetik özellikler ön plana çıkıyor. Bu konuda tek bir neden yok. Anne ya da babanın yaşı büyükse OSB riskinin arttığı da biliniyor."

"SOSYAL ARAYIŞ YOKSA BİR AN ÖNCE DESTEK ALMAK LAZIM"

Dr. Koçkar, erken müdahale ile öğrenme, iletişim ve sosyal beceriler ile bilişsel gelişiminin desteklenebileceğini belirtti. “Otizm tedavisinde durumu ağırlaştıran ve risk faktörü haline getiren etkenin çocuğun bilişsel kapasitesi olduğunu vurgulayan Koçkar, sözlerini şöyle noktaladı, "Bilişsel kapasite daha iyi olduğunda, çocuğu ilerletmek de daha kolay oluyor. Sosyal arayış yoksa bir an önce destek almak lazım. Müdahalede en önemlisi vakit kaybetmeden doğru destekleri almaktır. Çocuk psikiyatristi, çocuk psikologu, özel eğitim uzmanı, duyu bütünleme uzmanı gibi bütünleyici bir destek sistemi ile ilerlemek gerekiyor."