Koronavirüs salgını Türkiye’de siyasetçilere fena bulaştı…

Yaşlıları bulaşıp öldürüyor, siyasetçilere bulaşıp kafayı yetiriyor…

Tüm dünyayı etkisi altına alan, tüm insanlığı tehdit eden bir virüsle mücadele sürerken siyasetçilerin yaptıklarını akıl almıyor.

Virüse karşı @EvdeKal Türkiye sloganı önemliydi…

Bu arada, İtalya, Fransa ve İspanya’da ölümler artıkça sokağa çıkma yasakları uygulanmaya başlandı.

Türkiye’de Büyükşehir Belediyeleri bunu talep etti.

Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bu konuda ısrarcı oldu…

Hükümet bu konuda bir adım atmadı.

EvdeKal demekle yetindi…

İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Büyükşehirlerin CHP’li Belediye Başkanları yardım kampanyaları başlattı. Başkanların başlattığı yardım kampanyalarının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan harekete geçti…

Saray ‘Bizbize Yeteriz’ adında kampanya başlattı.

Belediyelerin kampanyasından hemen sonra başlatılan bu kampanyanın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzasıyla yayınlanan genelge ile yardım kampanyaları durduruldu.

Belediyelerin yardım hesaplarına bloke konuldu..

Bu çok yanlış bir uygulamaydı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulundu.

Erdoğan bu konuda bir empati yaptı mı acaba…

-Ben belediye başkanıyım ve hükümet benim yardım kampanyama engel oluyor. Hem de böyle bir koronavirüs salgını ile ilgili önlem almak için yaptığımız bir kampanya… Ne yapardım, nasıl karşılardım…

Aynı empatiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da yapması gerekir.

Hiçbir siyasetçinin böyle bir zamanda halkın seçtiği başkanlara, siyasi gözle bakmaması gerekir.

Partisi hangisi olursa olsun…

Sonuçta bulunduğu bölgenin halkı tarafından seçilmiş kişilerdir bunlar…

Devletin başındaki Cumhurbaşkanlığı makamı ve bağlı birimleri ile İçişleri Bakanlığı veya diğer bakanlıklar fark etmez… Onların yapacağı şey, denetlemektir.

İçişleri Bakanlığı toplanan bu yardımların usulüne göre toplanıp toplanmadığı, usulüne göre harcanıp harcanmadığını denetlemekle görevlidir.

Tanıdığım Süleyman Soylu’nun böyle bir genelge yayınlamasını açıkça yadırgadım.

Tabi ki bu genelgeleri yayınlamak sadece kendi bilgi birikimi ve kendi inisiyatifinde değil.

Mutlaka yukarıdan bir emir gelmiş olmalı ki böyle bir genelgeyi yayınladı. Tabi ki emir geldiğinde yayınlama makamı İçişleri Bakanlığı… Ve Soylu da bu koltukta bulunan kişi…

Tanıdığım Soylu imzayı atmıştır ama, yüreği el vermemiştir.

Daha fazla yorum yapmak ta istemiyorum…

Böyle zamanlarda siyaset bir tarafa atılmalı…

Bu devletin tüm birimleri, baştan aşağı birlikte çalışıp sıkıntıların giderilmesi için el ele vermeli.

Her şey gelip geçicidir.

Önce Sağlık…

Yapılan bu baskılara rağmen Büyükşehir Belediyeleri yine de halka yardım etmek için çalışmalarını sürdürdü. Öncelikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yaptığı hizmetlerle tüm Türkiye’nin beğenisini kazanıyor.

İstanbul’da da Ak Parti bu davranışlardan dolayı puan kaybediyor.

Elazığ depreminde kendini yerden yere vurduran bir hareket yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, son mağduriyetleriyle yine halkın gözünde beğeni kazanmaya başladı. Yoksa o depremin ardından kayak yaparken verdiği poz onu bitirmişti.

Belediye Başkanı seçilirken nasıl ki 13 bin oyu seçimin yenilenmesiyle 800 bine çıkarmışsa, bu yapılan hatalı işler de Başkan İmamoğlu’nu halka daha da bütünleştiriyor.

Çünkü yapamadığı bir iş olduğunda, insanlar “iktidar tarafından önü kesiliyor” bilincine varıyor.

Son Söz: Tüm insanlığı etkisi altına alan Koronavirüs salgını devam ederken, bırakın siyasi vuruşmaları, insanlığın sağlığına bakın. Bu salgını en düşük seviyede nasıl atlatabiliriz bunun hesabını yapın.