Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinliğinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanı dolduran kalabalığa seslendiği konuşmasında, "2016 yılının 15 Temmuz gecesi milletimizin istiklalini ve ülkemizin istikbalini korumak için uçakların, tankların, kurşunların karşısına dikilen kahraman milletimizin her bir ferdini hürmetle selamlıyorum. O gece şehit verdiğimiz 251 vatan evladının her birine rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Gazilerimize sıhhat ve afiyet diliyorum. Bizleri inanıyoruz ki, şehitler peygamberlerden başka hiçbir kula nasip olmayan en yüce makamın sahibidirler. Darbenin ilk anlarından itibaren cesaretle ihanetin üzerine giden yargı mensuplarımıza buradan şükranlarımı sunuyorum." dedi.


"BURASI ANLAMLI BİR MEKAN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası anlamlı bir mekan. O gece burası iki anı tespit etti. Bunlardan bir tanesi saat 23.15 civarı ve tankların arasından Bay Kemal gelip Bakırköy'e geçti. Bakırköy Belediyesi'nde kendi ifadesiyle 'Gidebilecek bir otel bulamadığım için oraya gittim.' dedi. Saat 01.05'te biz de yine buraya indik. Eşim, kızım, torunlarım ve damadımla beraber buraya indik. Burada kim vardı? Burada millet vardı. Beraberce buradan üzerimizden geçen F16'lar vardı. Üzerimizden geçen helikopterler vardı. Ve onlar mermilerini yağdırıyordu. Fakat biz bir şeye inanıyorduk. 'Korkmayın Allah bizimle beraberdir.' O gece 16 saat süren o süreçte şahsım basın toplantımı yaptım. Valimiz, birinci ordu komutanımız aynı şekilde basın toplantıları yapıldı. Mesaj verildi. Bu mesaj verildikten sonra her şey yerli yerine oturdu. Bütün mesele neydi? O gece dünyaya örnek teşkil edecek bir dik duruş sergileyen medyamıza, STK'larımıza, aydınlarımıza buradan şahsım ve milletim adına özellikle teşekkür ediyorum. Sabaha kadar kesintisiz ezan ve sala okuyan imamlarımıza, seccadelerinin başında dua eden kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Cape Town'dan İslamabad'a, Kudüs'ten Mogadişu'ya bütün dünyanın dört bir köşesinde Türk bayraklarıyla sokaklara çıkan vatandaşlarımıza bütün dost ve kardeşlerimize özellikle buradan selamlarımı yolluyorum." diye konuştu.


"HİÇBİR DARBE, DARBE GİRİŞİMİ YAPANLARIN YANINA KALMADI"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gece barikatları aşarak, tankları geçerek, kurşunları savuşturarak, TBMM'ye gelen, tepelerine bırakılan bombalara rağmen vakur duruşlarını bozmayan milletvekillerimizi selamlıyorum. Millet sokakta istiklalini korurken milletin vekilleri de orada demokrasiye milli iradeye sımsıkı sahip çıkmıştır. Milli mücadele sürerken işgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar geldiler. Ama meclise saldıramadılar. Daha önceki darbelerde milli iradeye, meclis ruhuna saldırı olsa bile meclis binası fiilen hedef alınmadı. 15 Temmuz'daki darbeye teşebbüs eden caniler bunu bile yaptılar. Milletin iradesine de, evine de uzanan eller bizzat millet tarafından kırıldı. Hiçbir darbe, darbe girişimi yapanların yanına kalmadı. Allah'ın izni ile de bundan sonra da kar kalmayacak. Yeter ki, siz böyle dik durun. 15 Temmuz'dan sonra artık hiç kimse milletin iradesine el uzatmayı aklının ucundan bile geçiremeyecek. Hiçbir ihanet şebekesi, terör örgütü birliğimizi, kardeşliğimizi asla bozamayacak. Ruhlarını İblise satanlar var. O müptezeller Türkiye'yi ele geçiremeyecek. O karanlık gecede okunan ezanlar kalplerimizi nasıl bütünleştirdiyse bundan sonra da aynı inançla yolumuza devam edeceğiz. Şehitlerimizin hiç birini unutmayacağız." şeklinde konuştu.


"ŞEHİTLERİNİ UNUTANLARIN YÜREKLERİ KURUR"

Erdoğan, "Ankara Emniyet Müdürlüğü binasını da bombalayıp, yıkmışlardı. Orada da on binler beraber katıldık. Onlar emniyet müdürlüğü binamızı yıkarak sakalımızı tıraş ettiler. Ama biz muhteşem bir emniyet müdürlüğü binası yaparak, onların kolunu kanadını kırdık. Çünkü tıraş edilen sakal daha gür biter. Ama kesilen kol geri gelmez. 15 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım'ı, 16 yaşındaki Abdullah Tayyip Olçok'u 63 yaşındaki Ümit Güder'i unutmayacağız. Darbecilerin başındaki haini gözünü kırpmadan vuran Ömer Halisdemir'i, darbecilerle son nefesine kadar çarpışan Albay Sait Ertürk'ü unutmayacağız. Her birini şahsen tanıma şerefine eriştiğim Erol Olçok'u, İlhan Varank'ı, Halil Kantarcı'yı unutmayacağız. 251 şehidimizin hiçbirini unutmayacağız. Şehitlerini unutanların yürekleri kurur." dedi.


ERDOĞAN'DAN VAKIF AÇIKLAMASI

"Biz de, yeni nesillerin 15 Temmuz şehitlerini hatırlamaları, yad etmeleri için bu tarihi Demokrasi ve Milli Birlik Günü adıyla resmi bayram olarak ilan ettik." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her anımızda ama özellikle de 15 Temmuz'da şehitlerimizi, gazilerimizi, meydanları, sokakları dolduran kahramanlarımızı hep kalbimizde yaşatacağız. Açılış öncesi hocalarımızı dinledik ve Kur'an-ı Kerim'den tamamıyla şehitlerimizi, şehitlerimizle birlikte onlara Rabbimizin müjdelerini o ayetlerde dinledik. Bunlarla birlikte, hamdolsun geleceğin müjdelerini aldık. Biz bugün nasıl ecdadı rahmetle ve minnetle yad ediyorsak, inşallah sonraki nesiller de 15 Temmuz kahramanlarını aynı şekilde anacaklar, hatırlayacaklardır. Hiç endişeniz olmasın. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlıkları yürütülen Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı'nın kuruluşu resmen tamamlanmıştır. Çünkü bunun çok istismarı yapılıyor. Onun için istedik ki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız da bu devletin teminatı altında olsun. İlgili tüm bakanlık ve kurumlarımızın mütevellisinde yer aldığı bu vakfımız aracılığıyla, şehit yakınlarımıza ve gazilerimize verdiğimiz hizmetleri daha iyi daha derli toplu yürüteceğimize inanıyorum. Vakfımızın hayırlı olmasını diyorum." ifadelerini kullandı.


"BİZ NESLİMİZE SAHİP ÇIKTIKÇA, BU ÜLKEYİ KİMSE İŞGAL EDEMEZ, BU MİLLETİ KİMSE KÖLE YAPAMAZ"

Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"15 Temmuz gecesi Türkiye'yi karanlığa gömmek istediler. Ama başaramadılar. Allah kurdukları tuzakları sahiplerinin başlarına geçirdi. O karanlık geceye teslim olmadıkları için milletimin her bir ferdine minnettarız. Siz kurşunların, mermilerin üzerine gittiniz yılmadınız. Bazı gençlerimiz tankların altına attı. Bazıları da gazi oldu. Bu yürektir yürek. Kürek değil. Bunu ancak bu millet yapar. Evet işte bu aşkla toprağa girmek var ya bu bambaşka. Rabbim hepimize şehadeti nasip etsin. Rabbim bu ülkenin gelecekteki tüm nesillerini de Asım şuuruna erenlerden eylesin diyorum. Biz imanımıza, tarihimize, kültürümüze ve elbette en önemlisi neslimize sahip çıktıkça, Allah'ın izniyle bu ülkeyi kimse işgal edemez, bu milleti kimse köle yapamaz. İşte bunun için gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ediyoruz. Şayet geleceğimize bu şuurla bakmazsak, Rabbim muhafaza etsin, 15 Temmuz darbe girişimi işte o zaman başarıya ulaşmış olur. Ecdadın emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya hazır mısınız? Hanımlar, Alparslan'ın, Fatih'in, Yavuz'un, cümle şehitlerimizin, gazilerimizin mirasına layık Asım'ın nesillerini yetiştirmeye hazır mısınız? Gençler, Ata'nızdan işaret aldığınızda, arkanızda tüm milletle birlikte yürümeye hazır mısınız? Ey İstanbul, 566 yıldır olduğu gibi ilelebet İslam'ın ve Türk milletinin sembol şehri olarak dünyaya meydan okumaya hazır mısın? Bunun için her gün kalbimizi ve zihnimizi yeniden fethetmeliyiz. Bunun için her birimiz kendi alanımızdaki gayretlerimiz ve başarılarımızla Ulubatlı Hasan gibi burçlara sancağımızı yeniden dikmeliyiz. Bunun için Akşemsettin gibi her gün yüreğimizi pirüpak etmeli, Rabbimize ram olmalıyız. Bunun için Fatih gibi hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden, fitneye kulak vermeden, çağımızın ötesine geçecek adımlarla yolumuza devam etmeliyiz. Şehitlerimiz ve gazilerimiz bizden ancak işte bunları başardığımızda razı olacaklardır. Onların aziz ruhlarını muazzep etmemek için daha çok çalışacağız, daha çok mücadele edeceğiz, kendimizi daha çok muhasebeye ve murakabeye çekeceğiz. "


"ÜLKEMİZE SALDIRMAK İSTEYENLERE KARŞI S-400'LER EN GÜÇLÜ SAVUNMA SİSTEMİDİR"

Erdoğan konuşmasının devamında Rusya'dan alınan S-400 savunma sistemleri hakkında açıklama yaparak, "Nasıl istiklalimizi ve istikbalimizi korumaktan vazgeçmiyorsak bizim önümüze tuzaklar kuranlar da emellerinden asla vazgeçmeyecektir. Bugün ülkemizin önündeki engeller yaşadığı sıkıntılar, maruz kaldığı saldırılar hep bu kadim kavganın tezahürleridir. Suriye meselesini böyle okumayan müstevlilerin emellerine hizmet ederler. Irak meselesini böyle okumayan bu oyuna figüranlık yapar. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege konularında karşı tarafı haklı bulanların zihinleri iğfal edilmiş demektir. İçinden geçtiğimi z dönemin gelecek çeyrek asrımızı, yarım asrımızı biçimlendirecek önem sahip olduğunu görmeyene diyecek bir sözümüz kalmaz. S-400'leri aldık mı? S-400 artık ülkemize inmeye başladı mı? 8 uçak geldi. Diğerleri de geliyor. Ne dediler? 'Alamazlar, yapamazlar. Nereye koyacaklar? Yerleştiremezler.' Ne oldu. Aldık mı? Şu anda montajlar başladı mı? Şu anda takvim işliyor mu? Allah'ın izni ile Nisan 2020'de tamamı yerlerine yerleştirilmiş olacak. Biz dik durduk, dikleşmedik. Ama biz Türk'üz verdiğimiz sözün arkasında dururuz. Durduk. Bu bir taarruz sistemi değildir. Bu bir savunma sistemidir. Ülkemize saldırmak isteyenlere karşı S-400'ler en güçlü savunma sistemidir. Bunu inşallah Rusya ile birlikte ortak yatırım olarak yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.


"MİLLETİMİN HUZURUNU DÜŞÜNMEKLE MÜKELLEFİZ"

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin son 17 yılda demokraside ve ekonomide gerçekleştirdiği hamlelerle çağ atladığını inkar edenin gözü görmüyor, kulağı duymuyor dili lal olmuş demektir. Aynı şekilde milletimizin son 6 yılda ardı ardına uğradığı saldırılara karşı verdiği mücadeleyle destan yazdığını kabul etmeyenin aklı da vicdanı da kurumuş demektir. Ne diyorlar, 'ekonomi battı, Ekonomi bitti. 'Buradan tüm milletime sesleniyorum. Bunlarda insaf yok. Bunlar nankör. Şu anda Türkiye'nin 4 bir yanında, içeride, dışarıda terörle bu denli büyük bir mücadeleyi veren Türkiye'ye karşı acaba kimse ya bu mücadele verilirken biz bu mermiler, bu kurşunlar, bu kalkan uçaklar, helikopterler, bunlar fıstık, leblebi bunu mu dağıtıyorlar. Bunların hepsi para değil mi, bunların hepsi ekonomi değil mi? Bunlar ekonomiden buralara harcanmıyor mu? Biz bütün bunlarla beraber şu anda terörün belini Allah'ın izniyle kırdık, kırıyoruz ve inlerine girdik inlerine. Bak 'Pençe-1' harekatını yaptık, şimdi 'Pençe-2' harekatını yapıyoruz ve bütün bunlarla beraber milletimin başına bela olan bu teröristleri yerle yeksan ediyoruz. Bunlar bedava olmuyor. Bunun bir bedeli, karşılığı var ama bunu şimdi terörizmi arkasına alan siyasi partiler, onlara destek verenler ne diyor? 'Madem ki böyle yapmayın.' Yapmayalım da canımızdan daha mı kıymetli. Milletimin refahını düşünmekle mükellefiz. Milletimin huzurunu düşünmekle mükellefiz. Onun için de bu süreci devam ettiriyoruz."