İş insanı ve hayvansever İpek Kıraç tarafından geliştirilen, Koç Sistem firması tarafından hayata geçirilen “SemtPati” isimli akıllı telefon uygulaması, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası’nın katkılarıyla hizmete girdi. Vatandaşlar, ücretsiz olarak indirecekleri uygulama sayesinde, çevrelerinde yaşayan köpekleri fotoğraflayarak, sisteme kaydedecek. Aynı zamanda kaydını yaptığı köpeğin, vasıflarını ve ihtiyaçlarını da belirtebilecek. Uygulamayı kullanan diğer kişilerce, hayvanların ihtiyaçlarının karşılanması sağlanacak. “SemtPati Uygulaması” devreye girmesi için hazırlanan protokol, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İpek Kıraç tarafından imzalandı. Florya’daki İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Yerleşkesi’nde açık havada gerçekleştirilen imza töreninde, İmamoğlu ve Kıraç, birer konuşma yaptı.

KIRAÇ: “DAYANIŞMA VE İŞ BİRLİĞİ İÇİN ÇOK MÜTEŞEKKİRİM”

İlk sözü alan Kıraç, böyle bir projede İBB ile iş birliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu belirtti. Desteklerinden dolayı İmamoğlu’na teşekkür eden Kıraç, “Bu proje 3 paydaştan oluşuyor; İBB, veterinerler ve gönüllüler. Sokaktaki hayvanlarımızın hayatlarını ancak birlikte, bir takım olarak çalıştığımızda iyileştirebiliriz. Bu sebeple kurulan dayanışma ve iş birliği için çok müteşekkirim” dedi. Projenin temelinin, bakımını üstlendiği köpek sayısının artmasıyla ile başladığını aktaran Kıraç, “Bakımını üstlendiğim köpek sayısı 18’i bulunca ve arabamdaki torbalar dolusu mama nedeniyle başka yer kalmayınca, yaşadığım bir farkındalık anıydı. Ben elimden geleni yapıyordum ama fark ettim ki, bireysel çabam artık yetmiyordu. Ülke olarak çok zor bir dönemin içinden geçerken; ekonomi, sağlık, eğitim, aile, arkadaş, kardeş, komşu derken, çoğu zaman, yaşadığımız bu güzel şehrin her sokağını, köşesini paylaştığımız diğer paydaşlarımızı, dört ayaklı arkadaşlarımızı unutuyoruz” dedi.

KIRAÇ: “YOLA ÇIKARKEN ÇOK AZ ŞEY BİLİYORDUK”

Sokak hayvanları ile beraber yaşadığımızın altını çizen Kıraç, ”Öncelikle bunu kabul etmemiz ve bir zenginlik olarak görmemiz gerekiyor. Hem kendimizin hem onların huzuru için, şehrimizin vazgeçilmez bir paydaşı olan sokak hayvanları ile ortak bir yaşam kültürü oluşturmak hedefi ile 2 sene önce yola çıkma kararı aldık” diye konuştu. “Yola çıkarken çok az şey biliyorduk” diyen İpek Kıraç, şunları söyledi:

“Nasıl veri toplarız diye düşündük. Tüm projemizi akıllı şehir yaklaşımı ile KoçSistem’le birlikte geliştirdiğimiz Semtpati adında bir mobil uygulama üzerine inşa etmeye karar verdik. Sokak hayvanlarını kayıt altına alarak ihtiyaçlarını tespit etmeyi ve yerel yönetimlerin veriye dayalı karar alma süreçlerini desteklemeyi hedefledik. Veri temelli SemtPati mobil uygulaması sayesinde İstanbul’daki sokak hayvanlarının mahalle bazında ‘adedi, kim besliyor, ilaçlarını gerekiyorsa kim veriyor, o bölgedeki hangi veteriner yardım edebilir, kısırlaştırma, sahiplendirme ve aşılama gibi ihtiyaçları neler, fiziksel özellikleri, fotoğrafları’ da dahil olmak üzere kayıtlarının tutulması mümkün olacak. Tüm şehrimizin mahalle mahalle ‘sokak köpeği haritalandırması’ da bu sayede yapılabilecek.”

KIRAÇ: “MODELİ TÜRKİYE ÇAPINDA YAYGINLAŞTIRMAYI UMUYORUZ”

Her teknolojik çözümün başarılı bir şekilde hayata geçebilmesi için insanı merkeze alması gerektiğine vurgu yapan Kıraç, pilot olarak belirledikleri Göktürk Merkez Mahallesi’nde “Gönüllü İnisiyatifi” kurulmasını sağladıklarının altını çizdi.Projenin, aktif yurttaşlık bilincinin dikkate değer bir örneği olacağını belirten Kıraç, “Bu modeli önce İstanbul, ardından da tüm Türkiye çapında yaygınlaştırmayı umuyor, tüm hayvanseverlerin desteğini bekliyoruz. Sayın Başkanım, ülkemizdeki sokak hayvanları için milat olacak bu proje sizin sayenizde hayata geçecek. Verdiğiniz destek ve gösterdiğiniz samimi ilgi için tüm hayvanseverler adına tekrar teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU: “İYİ İNSAN OLMAK, CANLILARA BESLEDİĞİMİZ SEVGİ İLE İLGİLİ”

Konuşmasının başında projeyi geliştiren İpek Kıraç’a teşekkürlerini ileten İmamoğlu, “Böyle önemli bir sorunun çözümüne dönük böylesi hassas düşünceyle, düşünce değil, sadece bir çözüm önerisiyle, hatta çözüm biçimiyle bizimle iş birliği yapması çok çok sevindirici” dedi. İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Yönetici olmak, bir şehrin vicdanı olmak, bir şehirde sevgiyi ve oradaki İnsanların birbirine iyi bir şekilde ilişki kurmalarını sağlamanın en önemli unsuru, tümüyle saygı duyulan bir ortam, bir ekosistem kurmak. Burada da konu, tek başına bir insan üzerinden yol yürümek değil. Tümüyle bu sevgiyi ve özeni, o şehrin bütün katmanlarında o ilişki ağını kurabilmek. O noktada gerçekten bu şehrin bütün canlılarıyla, o süreci tanımlamak da sürecin başlangıcı. Zira iyi insan olmak da öyle bir şey değil mi? İyi insan olmak da aslında yaşadığınız ortama, doğaya, canlılara, herkese, insana dair yüreğinizde beslediğiniz sevgi, saygı ve özenle ilişkilidir. Bu anlamda buna çok önem veriyoruz. Zaten toplum olarak, şehir olarak gelişmişliğin de çağdaş olmanın da ölçüsü bu. Mutluluk düzeyimizi de belki belirleyecek olan kriterler bunlar.”

İMAMOĞLU: “18 YAŞ ÜSTÜ NÜFUSUN YÜZDE 72’Sİ İSTANBUL DOĞUMLU DEĞİL”

Türkiye’de şehirleşmenin yeni bir kavram olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Şehre yeni alışan bir topluluğuz, bunun altını çizmek lazım. Türkiye'deki göç haritası, özellikle kentleşmenin nasıl son 20-30 yıla sıkıştığını gözler önüne serebiliyor. Geçenlerde bir somut veri, beni çok etkiledi. İstanbul'un 18 yaş üstü nüfusunun yüzde 72’si İstanbul doğumlu değil. Baktığınızda aslında hepimiz yeni İstanbulluyuz neredeyse. Kentleşmenin de yeni bireyleriyiz. Böylesi bir ortamda şunu unutuyoruz çoğu zaman: Hızlı kentleşen Türkiye’nin, -ki bunun en büyük örneği İstanbul- belki de ilk mağdur ettiği canlılar, özellikle sokak canlıları; başta da köpekler. Çünkü onların doğal ortamlarını, birkaç senede kocaman sitelere, semtlere, hatta ilçelere dönüştürebiliyoruz. Bu tabii şiddetli bir uyumsuzluk ortaya getiriyor. Oraya daha dün taşınan insanlar, ‘Bu sokak hayvanlarının burada ne işi var, toplayın bunları’ diye büyük bir çığlık atıyorlar. Sokak canlıları da yaşama mücadelesi veriyorlar. Dünyada bir algı var; sanki her yerde binlerce, on binlerce kapasiteli barınaklar yapacaksınız; köpekleri oraya tıkayacaksınız. Ne kanun buna müsaade eder ne insan. Canlıyı olan saygı da buna müsaade etmez. Bu manada böylesi iki arada sıkışmış olan yerel yönetimlerin, sorunlarını çözecek mutlak pratik uygulamalara ihtiyacımız vardı.”

İMAMOĞLU: “VERİLEN MESAJ ÇOK İNSANİ”

Uygulama ile verilen mesajın çok insanı olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İş insanımız Sayın İpek Kıraç önderliğinde ortaya konan hassasiyet, bence toplumdaki vicdanı ve toplumun belki de bu noktada eğitilmesi ya da sahibi edilmesi gereken bir sistemini devreye sokuyor. Az önce tariflediğim çatışmanın bence temel sebebi, ciddi anlamda bilgi sahibi olmamak. Herkesi doğru bir şekilde bilgilendirmek, eğitmek, hakları, hukukları ve bu şekilde süreci yönetme moderatörlüğü de bize kalıyor. O bakımdan yerel yönetimlerin görevi büyük. Yapacak çok fazla işimiz var bu anlamda. İstanbul'un önemli bir sorunudur. ‘Çok fazla işimiz var’ derken hem kendi sorumluluğumu büyütüyorum hem de bu değerli büyük adımı atan Sayın İpek Kıraç Hanımefendi’nin ve onun gibi hayvansever hemşerilerimizin sorumluluklarını büyütmek istiyorum açıkçası” diye konuştu.

İMAMOĞLU: “GÖNÜLLÜLERİ BEKLİYORUZ”

Sokak hayvanlarının sahiplendirilmesi konusunun önemli olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu olmadığı takdirde, bizim bunu belediyeler olarak çözme şansımız zaten yok. Bu toplumsal bir olay. Sahiplendirme ayağına da çok inanıyoruz. İştiraklerimize de bu arada başladık. Geçen ziyaretimde de söyledim; her iştirakimiz, şirketimiz, birimimiz alanı uygun olduğu kadar, mutlaka köpek sahiplenecek. Bu talimatı verdik. Arkadaşlarımız, Genel Sekreterimiz olsun, diğer iştiraklerimiz olsun bu konuya hassas bir şekilde eğiliyorlar. Dileğimiz; bu SemtPati uygulamasını bütün vatandaşlarımızın indirmesi ve indirmesi ile beraber sokak köpeklerinin durumlarının tespiti noktasında tek başına etkinlik gösterebilecek olması. Bunu önemsiyoruz. Özellikle gönüllü olmak isteyen vatandaşlarımızı her zaman yanımıza bekliyoruz. Bu konuda elbette burada yıllardır bu işe kendini adayan gönüllü dostlarımız var. Onların katkıları da önemli. Bizim gönüllü ağlarımız da var, onların da sürece katkılarını önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU: “ANINDA ÇÖZÜM ÜRETEN BİR MEKANİZMAYA KAVUŞMAK İSTİYORUZ”

İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz istiyoruz ki, on binlerce hemşerimizle beraber, entegre çalışan, hiçbir olumsuz durumu yaşamadan anında müdahale eden, anında çözüm üreten bir mekanizmaya kavuşalım. Tabii ki gerektiğinde köpeklerin aşılanması olsun, kısırlaştırılması olsun, bu işlemleri de yapabilecek duruma anında gelebileceğiz. Pilot uygulamayı, arkadaşlarımızla beraber, İpek Hanım’ın da içinde olarak, yönlendirmesiyle Eyüpsultan ilçesindeki Göktürk Mahallesi'nde gerçekleştiriyoruz. İnşallah 6 ay içinde bunu bütün İstanbul’a yaymak istiyoruz. SemtPati, açıkçası dijital teknolojinin kent yaşamını iyileştirmek ve güzelleştirmek adına atılmış, çok değerli bir akıllı kent uygulamasıdır. Bu yönüyle de alkışlıyoruz. Aynı zamanda vatandaşa, semtine, şehrine sahip çıkma, her konuda hizmetleri kontrol etme gibi unsurlarla çok değerli bir yerel katılımcılık ve demokrasi örneğidir. Zaten teknolojiyi özellikle biz demokrasinin gelişmesi, katılımcılığı artırması ve güzel şu güzel ortam dahil, bu kentin her yerinin aslında hepimize ait olduğunu hissettiren bir atmosferi var etme konusunda sonsuz kullanma çabası içinde olacağız.”

“LATTE”Yİ SEVDİLER

Konuşmaların ardından İmamoğlu ve Kıraç, SemtPati uygulamasını başlatan protokolü imzaladı. İmza töreninin ardından İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın katılımıyla anı fotoğrafı çektirildi. İmamoğlu ve Kıraç, İPA tarafından sahiplenilen ve “Latte” adı verilen yavru köpeği, kendisi için özel olarak oluşturulan alanda ziyaret etti.

Editör: TE Bilişim