Karaman Baro Başkanı Oktay Yılmaz, vakıf ve derneklere bağlı olduğu öne sürülen evlerde barınan 10 erkek öğrencinin, gönüllü kurs veren öğretmen 54 yaşındaki Muammer B. tarafından cinsel istismara uğramasıyla ilgili, baro avukatları olarak cinsel istismara uğrayan çocukları gönüllü savunacaklarını açıkladı.

Baro Başkanı Yılmaz'ı bu duyarlı davranışından dolayı kutluyorum.

Başkan Yılmaz, cinsel istismar olayını ilk duydukları andan itibaren konunun yakın takipçisi olduklarını ve açılacak davayı sonuna kadar takip edeceklerini açıkladı.

Bir öğrencinin Konya'da psikologa yaşadıklarını anlatmasıyla cinsel istismar olayı ortaya çıktı.

İlk olarak Konya ilinde mağdur çocuklardan bir tanesinin gittiği psikologa durumu anlatması ve psikologunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığına bilgi vermesi sonrasında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müstehcen görüntülerin izletilmesi suçu yönünden yetkisizlik kararı verilmiş, dosya Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir. Dosyanın Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı'na yetkisizlikle gelmesinden sonra  Karaman Barosu dosyanın takipçisi oldu.. 

Karaman Cumhuriyet Başsavclığı da soruşturmayı titizlikle yürüttü.Müstehcen görüntülerin izletilmesi suçuyla gelen dosyayı çok derinlemesine araştırarak, 20 gün içerisinde dosyayı sonuçlandırmış 5 Mart tarihinde şüpheli tutuklandı. 

Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcımız tarafından 16 Mart günü, 'Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Nitelikli Hürriyeti Tahdit ,Kasten Yaralama ve Müstehcen görüntüleri izletme' suçlarından yaklaşık olarak 600 yıla yakın süre ile sanığın cezalandırılması için Karaman Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldı..

Mahkememin ilk duruşması 20 Nisan günü görülecek..

Bu cinsel istismara uğrayan çocuklar sahipsiz değildir
..

Devlet 18 milyondan fazla çocuğun eğitiminden, etik değerlere bağlı, onurlu, düzgün bir yaşam sürmesinden çağdaş, insani ve evrensel değerlere bağlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesinden sorumludur.

Devlet, bu konuda gereken tedbirleri almak ve çocuklarımızı her türlü saldırıya karşı korumakla yükümlüdür. Devlet kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını, ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden; çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen eğitimin laik yapısını ve karma eğitim anlayışını yok etmeye çalışan bir kısım tarikatları, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek ve ya cemaatlerin eline terk edilemez...

Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve diğer ilgili makamları buradan uyarıyorum..!

Okullarımızda eğitim öğretim gören milyonlarca öğrencimizi korumak için ‘eğitime katkı, yardım, destek’ adı altında faaliyet gösteren bu tür vakıf, dernek ve cemaatlere karşı duyarlı olmalarını, bunların yerli yersiz konferans, toplantı, seminer, bağış adı altında okullarımızda faaliyet göstermelerine izin vermemelerini; kimsesiz yardıma muhtaç çocuklarımızı bu tür tarikat, dernek, vakıf gibi kuruluşların ellerine bırakmamalarını ve bu çocuklarımızın ihtiyaçlarını bizzat devlet imkanlarıyla sağlamalarını; aksi halde bu tür sonuçlardan kendilerinin de sorumlu olacaklarını unutmamaları gerektiğini  hatırlatırım. 

Devletin hiçbir kuruluşunu cemaat, tarikat vakıflarını bağış ve yardımına ihtiyacı yoktur. Ülkenin çocuklarını onurlu ve güvenli bir eğitim alması başta Milli Eğitim Bakanlığı’nın olmak üzere devletin anayasal görevidir.

Ben de, bir medya mensubu olarak ;  tüm çocuklarımız için bu davanın takipçisi olacağım ve kamooyunu bu davanın her sürecinden haberdar edeceğim..